ÖLÇÜ 2021 ARALIK SAYISINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYINIZ

MEKÂNSAL PLANLAMA’DA YERBİLİMSEL ETÜTLER VE İSTANBUL ÖZELİNDE DEĞERLENDİRME

Tarık TALAY; TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası İst. Şb. Üyesi

İsra BOSTANCIOĞLU ; TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası İst. Şb. YK Üyesi

A-MEVZUAT BAKIMINDAN

MEKÂNSAL PLANLAMA VE YERBİLİMSEL ETÜTLER

1. MEKÂNSAL PLANLAR YAPIM YÖNETMELİĞİ’NDE

YERBİLİMSEL ETÜTLERİN YERİ

Arazi kullanım ve yapılaşma kararları getiren mekânsal planların yapımına ve uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemek amacıyla (Madde 1); her tür ve ölçekteki mekânsal planlar ile bu planlara ilişkin revizyon, ilave, değişikliklerin yapılmasına ve incelenmesine, mekânsal planlar ile özel amaçlı plan ve projelere yönelik usul ve esasları kapsayan (Madde 2); 3194 sayılı İmar Kanununun 5, 8, 44 üncü maddeleri ile 644 sayılı KHK’nin 2’nci maddesine dayanılarak (Madde 3) Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği hazırlanmış olup, söz konusu yönetmelik 14.06.2014 tarih ve 29030 sayılı Resmi Gazete ’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Mekânsal planlar kapsadıkları alan ve amaçları açısından Mekânsal Strateji Planları, Çevre Düzeni Planları ve İmar Planları olarak hazırlanır. Buna göre planlama kademeleri, üst kademeden alt kademeye doğru sırasıyla; Mekânsal Strateji Planı, Çevre Düzeni Planı, Nazım İmar Planı ve Uygulama İmar Planından oluşur. Her plan, planlar arası kademeli birliktelik ilkesi uyarınca yürürlükteki üst kademe planların kararlarına uygun olmak, raporu ile bütün oluşturmak ve bir alt kademedeki planı yönlendirmek zorundadır (Madde 6).

Mekânsal planların, plan değişiklilerinin, revizyon ve ilavelerin hazırlanması sürecinde, kamu kurum ve kuruluşları veya plan müelliflerince planın türüne ve kademesine göre, ilgili kurum ve kuruluşlardan veri, görüş ve öneriler elde edilerek gerekli analiz, etüt, araştırma ve çalışmalar yapılır. Planlama alanı ve yakın çevresi ile alanın bölge veya kent bütünü içindeki konumunu belirlemek üzere; eşik analizi, yerinde yapılan incelemeler gibi fiziksel çalışmalarla birlikte, bilimsel tekniklere dayalı, ekonomik, sosyal, kültürel, politik, tarihi, sektörel ve teknolojik araştırmalar ile sorunlar ve potansiyel analizi yapılır. Afet ve diğer kentsel risklerin yüksek olduğu yerleşmeler veya yapılı kentsel çevre için, gerekli görülmesi halinde kentsel risk analizleri veya sakınım planlaması çalışmaları yapılır. Afet ve diğer kentsel riskler için yapılmış risk azaltıcı tedbirler planlarda esas alınır (Madde 8).

  1. Mekânsal Strateji Planları;

Mekânsal strateji planlarının hazırlanması sürecinde, gelişmesi kısıtlanacak veya özel koşullara sahip alanlar; deprem, heyelan, taşkın, iklim değişikliği gibi belirli bir tehlikenin söz konusu olduğu alanlar, biyolojik çeşitlilik açısından önemli olan, tarımsal ekosistemler ve ormanlar, tatlı su ekosistemleri ve su kaynakları, kıyı ekosistemleri gibi endemik türlerin bulunduğu veya ekolojik açıdan önemli alanlar ile doğa koruma alanları, özel çevre koruma bölgeleri, milli park, tabiatı koruma alanı, yaban hayatı koruma alanı, sit alanları ve benzer konularda ilgili kurum ve kuruluşlardan veriler elde edilir; bu veriler kapsamında etüt ve analizler yapılır ( Madde 17).

  1. Çevre Düzeni Planları;

Çevre düzeni planları hazırlanırken; Afet tehlikelerine ilişkin mevcut raporlar ve jeolojik etütler dikkate alınarak afet risklerini azaltıcı önerilerin dikkate alınması esastır. Çevre düzeni planlarının hazırlanması sürecinde, planlama alanı sınırları kapsamında; Afete maruz ve riskli alanlar, göller, barajlar, akarsular, taşkın alanları, yeraltı ve yüzeysel su kaynakları ve benzeri hidrolojik, hidrojeolojik alanlar ile ilgili veriler ilgili kurum ve kuruluşlardan elde edilir; bu veriler kapsamında analiz, etüt ve araştırmalar yapılır ve planlama alanı sınırları kapsamındaki tüm veriler 1/25.000 ölçekli harita hassasiyetinde hazırlanır (Madde 19).

  1. İmar Planları;

İmar planları, planlama alanına ilişkin inceleme, araştırma, etüt ve eşik analizi çalışmalarının değerlendirilmesinden elde edilen senteze dayalı olarak hazırlanır. Onaylı jeolojik-jeoteknik veya mikro bölgeleme etüt raporu bulunmayan alanlarda imar planları hazırlanamaz. İmar planına esas onaylı jeolojik-jeoteknik etüt veya mikro bölgeleme raporlarındaki yerleşime uygunluk durumu haritalarına uyulması zorunludur. İmar planlarının hazırlanmasın da, varsa öncelikle mikro bölgeleme etütleri, yoksa yerleşim alanının planlanmasına yönelik uygun jeolojik-jeoteknik etütler kullanılır. İnsan sağlığı ve güvenliği üzerinde doğrudan veya dolaylı olumsuz etkileri olan enerji nakil hatları, dere koruma kuşakları, taşkın risk alanları, afete maruz alanlar ve benzeri alanlara ilişkin kurum ve kuruluş görüşleri imar planlarına yansıtılır (Madde 21).

Planların hazırlanması sürecinde yerleşilebilir alanların belirlenmesi amacıyla, kurum ve kuruluşlardan alana ilişkin toplanan doğal ve fiziki bilgilerin, alana özgü yapılan etütler ile diğer tüm veriler birlikte değerlendirilmek suretiyle, gerek duyulan ölçeklerde halihazır haritalar üzerinde üst üste çakıştırılması ile eşik analizi hazırlanır. Eşik analizinde; topografik, jeolojik-jeoteknik, hidrojeolojik yapı özellikleri ile arazi kullanımı, tarım ve orman alanları, içme suyu havzaları, sit ve diğer koruma alanları, hassas alanlar, kıyı, altyapı, doğal ve fiziki veriler ile afet tehlikeleri analiz edilerek bir arada değerlendirilir. İmar planlarının hazırlanması sürecinde eşik analizinin yapılması zorunlu olup, plan kararlarının oluşturulmasında temel plan altlığı olarak kullanılır (Madde 22).

Nazım imar planlarının hazırlanması sürecinde, planlama alanı sınırları kapsamında jeolojik, jeomorfolojik, hidrolojik ve hidrojeolojik yapı, doğal afet tehlikeleri ve kentsel riskler, varsa risk yönetimi ve sakınım planları bakımından ilgili kurum ve kuruluşlardan veriler elde edilir; bu veriler kapsamında analiz, etüt ve araştırmalar yapılır (Madde 23).

Uygulama imar planlarının hazırlanması sürecinde, afet tehlikelerinin dikkate alındığı yerleşime uygunluk durumunu belirlemeye yönelik jeolojik etütler; topografya, eğim vb. eşikler; göl, baraj, akarsu, taşkın alanı, yeraltı ve yüzeysel su kaynakları vb. hidrolojik, hidrojelojik yapı konularında ilgili kurum ve kuruluşlardan veriler elde edilir; bu veriler kapsamında analiz ve araştırmalar yapılır (Madde 24).

Koruma amaçlı imar planlarının hazırlanmasında; yapı stokunun deprem, sel baskını, heyelan, yangın, kaya düşmesi ve benzeri afetlere karşı daha dayanıklı ve güvenli hale getirileceğine ilişkin hedefler, stratejiler ve uygulama esasları belirlenir (Madde 27).

Bütünleşik kıyı alanları planlarının hazırlanması sürecinde, afet tehlikeleri (deprem, heyelan, kaya düşmesi, su baskınları, tsunami, vb.) konularında ilgili kurum ve kuruluşlardan veriler elde edilir; bu veriler kapsamında deniz, akarsu, göl, gölet ve kara tarafındaki etkileşim bölgelerine ilişkin analiz, etüt ve araştırmalar yapılır (Madde 29).

2. PLAN KADEMELERİ VE YERBİLEMSEL ETÜTLER

1999 Marmara Depremleri sonrasında, mevcut veya olası yerleşim alanlarında afet zararlarının azaltılması ve afete duyarlı planlamanın etkin hale getirilmesi için İmar Mevzuatı’nda tanımlı planların hazırlanmasından önce, planın ölçeği ve amacına uyumlu nitelikte, Jeolojik Etüt, Jeolojik-Jeoteknik Etüt Raporları’nın hazırlanması ve sonuçlarının ilgili kurumlarca planlama kararlarına yansıtılması hususunda mülga Bayındırlık ve İskân Bakanlığı tarafından çeşitli genelgeler yayınlanmıştır.

Bununla birlikte, 29 Eylül – 01 Ekim 2004 tarihleri arasında düzenlenen Deprem Şurası kapsamında oluşturulan komisyonlar tarafından hazırlanan raporlarda, imar planlarına esas olarak hazırlanacak etüt raporlarına bir standart getirilmesi ve konu ile ilgili mevcut genelgelerin güncellenmesi gerekliliği vurgulanmış; başlangıç olarak, Yerbilimsel Verilerin Planlamaya Entegrasyonu El Kitabı (2006) hazırlanmış olup, bu çerçevede; farklı kurum, kuruluş ve tüzel kişilikler tarafından hazırlanan plana esas Jeolojik Etüt, Jeolojik-Jeoteknik ve Mikrobölgeleme Etüt Raporları’nın günümüzün şartlarına uygun hale getirilmesi, standartlarının geliştirilmesi, daha fazla ve günümüz şartlarına uygun ayrıntılı saha ve büro çalışması, teknik bilgi, yorum ve öneri içermesi amacıyla hazırlanacak etüt raporlarının esasları, formatları, ekleri ile onay şartları mülga Afet İşleri Genel Müdürlüğü'nün 19.08.2008 tarih ve 10337 sayılı ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın (Mekânsal Planlama Genel Müdürlüğü) 28.09.2011 tarih ve 102732 sayılı genelgeleri ile yeniden belirlenmiştir. Buna göre; her tür ve ölçekteki plan kademeleri için yapılması gerekli olan yerbilimsel etütler ve rapor formatları ile ilgili bilgiler söz konusu genelgelerde ayrıntılı bir şekilde belirtilmiştir (Tablo 1).

Tablo 1: Plan Kademeleri-Yerbilimsel Etütler(19.08.2008/10337 sayılı genelge)

B-İSTANBUL ÖZELİNDE DEĞERLENDİRME

1. MEVCUT YERBİLİMSEL ETÜTLER

a. 1/25.000-1/250.000 Arası Üst Ölçekli Planlar İçin

Arazi Kullanımına Esas Jeolojik Etüt Çalışması (Format-1);

İl alanının tamamını kapsayacak şeklide, 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı ve 1/25.000 ölçekli İstanbul Nazım İmar Planı'na altlık oluşturması gerekçesi ve amacıyla Arazi Kullanımına Esas Jeolojik Etüt Raporu hazırlanmış ve 30.10.2017 tarihinde ÇŞB Mekânsal Planlama Genel Müdürlüğü’nce onaylanmıştır. Bu rapor kapsamında; inceleme alanının mekânsal bilgi-coğrafi konum, iklim ve bitki örtüsü, sosyo-ekonomik bilgiler (tarım, hayvancılık, ormancılık, sanayi, ulaşım, madencilik, doğal kaynaklar), mevcut planlar ve yapılaşma durumları, mevcut plana esas yerbilimsel ve değişik amaçlı diğer etütler, afete maruz bölgeler, taşkın sahaları, sit alanları, koruma bölgeleri, jeomorfoloji, jeoloji, hidrojeolojik özellikler ve doğa kaynaklı afet durumu (deprem, kütle hareketleri, su baskını, çökme, tasman, karstlaşma, tsunami, tıbbi jeoloji) konuları incelenmiştir. Bu doğrultuda, temel olarak inceleme alanının morfolojik yapısı ve eğimi, coğrafi konumu ve jeolojik birimlerin litolojik-yapısal özellikleri, bölgenin depremselliği, hidrojeolojik özellikler ve afet durumu belirlenerek inceleme alanına ait yerleşilebilirlik önceliği bakımından arazi kullanım kriterleri oluşturulmuş ve inceleme alanı yerleşilebilirlik önceliği bakımından 6 sınıfta değerlendirilmiş ve buna göre, "İstanbul İli 1/25.000 ölçekli Arazi Kullanım Öneri Haritası" hazırlanmıştır (İBB, 2017).

b. 1/1000-1/5000 Ölçekli İmar Planları İçin

Jeolojik Etüt Çalışması (Format-2);

1999 Marmara Depremleri sonrasında, İstanbul İl alanının 3030 sayılı yasaya göre belirlenmiş olan sınırları içerisinde ve sonrasında 5216 sayılı yasa çerçevesinde belirlenen sınırlar içerisinde 1/5000 Ölçekli Nazım İmar Planlarına Esas Jeolojik Etüt Raporları hazırlanmış olup, hazırlanan raporlar mülga Afet İşleri Genel Müdürlüğü’nce 2004-2007 tarihlerin de onaylanmıştır. Ancak, söz konusu çalışmalar 31.05.1989 gün ve 4343 sayılı genelgede belirtilen kriterler doğrultusunda ve gözlemsel araştırmalara göre yapılmış olup, 19.08.2008 tarih ve 10337 sayılı genelgede belirtilen kriterlere uymaması nedeniyle, genelgenin yürürlüğe girdiği 01.03.2009 tarihi itibariyle mülga olmuştur.

c. 1/1000-1/5000 Ölçekli İmar Planları İçin

Jeolojik-Jeoteknik Etüt Çalışması (Format-3);

1999 Marmara Depremleri öncesinde ve sonrasında 2008 yılına kadar geçen sürede, 31.05.1989 gün ve 4343 sayılı genelgede belirtilen kriterler doğrultusunda yerel yönetimlerce hazırlanan imar planlarına esas jeolojik-jeoteknik etütlerin yanı sıra, bu tarihten sonra da 19.08.2008 tarih ve 10337 sayılı genelgede belirtilen kriterlere göre de söz konusu etütler hazırlanmış veya hazırlatılmış ve ilgili Bakanlığa onaylatılarak planların altlığı olarak kullanılmıştır/kullanılmaktadır. Güncel olarak kullanılan jeolojik-jeoteknik etütlerin kapsadığı alanların toplamı, İl alanının yaklaşık olarak %15’ni oluşturmaktadır.

d. 1/1000-1/5000 Ölçekli İmar Planları İçin

Mikrobölgeleme Etüt Çalışması (Format-4);

Deprem Master Planı, JİCA Projesi, Deprem Şurası Komisyon Karar ve Raporları, Yerbilimsel Verilerin Planlamaya Entegrasyonu El Kitabı (2006) ile son olarak da 19.08.2008 tarih ve 10337 sayılı genelgeden yola çıkarak Mikrobölgeleme çalışmalarına başlamış ve “Avrupa Yakası Güneyi” ile “Anadolu Yakası” Mikrobölgeleme Projelerini gerçekleştirmiş olup, hazırlanan harita ve raporları 24 Aralık 2007 (Avrupa Yakası Güneyi) ve 19.01.2010 (Anadolu Yakası) tarihlerinde Afet İşleri Genel Müdürlüğü ve Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’na onaylatarak, her tür ölçekte ve her tür nitelikteki imar planlarına altlık oluşturmak üzere uygulamaya konulmuştur (İBB). Her iki projenin kapsadığı alanların toplamı (691,6 km2), il alanının yaklaşık olarak %13’nü oluşturmaktadır.

Ayrıca, ÇŞB tarafından “Rezerv Yapı Alanları” kapsamında ve 7 etap halinde imar planına esas mikrobölgeleme etüt çalışması yaptırılmıştır. Söz konusu projelerin kapsadığı alanların toplamı, İl alanının yaklaşık olarak %5,3’nü oluşturmaktadır.

2. DEĞERLENDİRME

  • 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı'na altlık oluşturması gerekçesi ve amacıyla hazırlanan Arazi Kullanımına Esas Jeolojik Etüt Raporu’nun güncel mevzuat doğrultusunda söz konusu plan veya plan revizyonlarında altlık olarak kullanılması; özellikle kanal, hava limanı vb. büyük projelerin yer seçiminde ve planlamasında rapordaki şartlar ve çekincelerin değerlendirilmesi gerekmektedir.
  • 1999 Marmara Depremleri öncesinde ve sonrasında 2008 yılına kadar geçen sürede, 31.05.1989 gün ve 4343 sayılı genelgede belirtilen kriterler doğrultusunda hazırlanan imar planlarına esas jeolojik-jeoteknik etütler, güncel mevzuata göre irdelenip gerekli revizyonlar yapılmalı ve yürürlükteki imar planları yeni duruma göre irdelenmelidir.
  • İstanbul’un alan büyüklüğü yaklaşık olarak 5345 km2 olup, 2017 verilerine göre yaklaşık %67.77’lik kısmının 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planları bulunmakla beraber, kalan %32.23’lük kısmı da Tarım Alanları, Orman Alanları ve Diğer Alanlar şeklinde plansız alanlarda kalmaktadır (İBB, 2017). Oysa ki, %67,77’lik planlı alana karşılık İl alanı kapsamında sadece yaklaşık olarak %33,3’lük bir alanın imar planlarına esas jeolojik-jeoteknik etüt ve mikrobölgeleme çalışması bulunmaktadır.
  • İmar planlarına esas olarak hazırlanmış, özellikle 2008 yılı öncesine ait bölgesel veya lokal alanlardaki jeolojik, jeolojik-jeoteknik etüt çalışmalarında; hidrojeolojik araştırmalar bakımından yüzey suları ve yamaç sellenmelerine ait verilerin planlamaya etkileri, yeraltı suyunun fiziksel, kimyasal ve fizikokimyasal özellikleri (pH, elektrik iletkenlik, sıcaklık, asidite ve alkalinite değerleri) ya hiç yer almamakta ya da yetersiz olarak verilmektedir.

· Jeolojik süreç ve materyallerin insan sağlığı üzerinde yarattığı tehlikeler genel olarak Tıbbi Jeoloji (Jeomedikal) tehlikeleri olarak adlandırılmaktadır. Her tür ve ölçekteki planlama çalışmalarında Tıbbi Jeoloji tehlikelerinin belirlenmesi ve bu tür tehlikelerin de bir yönlendirici ya da sınırlandırıcı eşik olarak göz önüne alınması, ekolojik ve sağlıklı bir çevreyi öne alan kent planlaması için önem arz etmektedir.

· İstanbul’da arazi kullanım planlamasında dikkate alınacak Tıbbi Jeolojik risk zonları; Orta Oligosen-Orta Miyosen dönemde oluşmuş sedimanter birimler, Orta Eosen-Alt Oligosen dönemde oluşmuş sedimanter birimler, Granitik birimler, Volkanik birimler, Fay zonları, Su Havzaları, Maden sahaları (kum, çakıl ocakları, agrega ocakları, kuvars kumu, kil ve kömür ocakları gibi) ve diğer antropojenik müdahale alanları olarak sıralanabilir. Risk faktörleri ise; jeokimyasal, mineralojik, radyoaktif ve su kirlenmesi olarak sıralanabilir (Arazi Kullanımına Esas Jeolojik Etüt Raporu, İBB-2017).

  • Hali hazırda yoğun bir nüfusa ve plansız kentleşmeye sahip İstanbul için yapılacak tıbbi jeolojik çalışmalarla ortaya konacak veriler, dünyada pek çok gelişmiş ülkede olduğu gibi yeni yerleşim alanlarının belirlenmesinde, mevcut yerleşime uygunluk haritalarının değerlendirilmesinde ve revizyonunda, su havzalarının koruma planlarının revizyonunda, en önemlisi de koruyucu halk sağlığı koruma planlarının hazırlanmasında çok önemli katkılar sağlayabilecektir (Arazi Kullanımına Esas Jeolojik Etüt Raporu, İBB-2017).
  • Son olarak; yukarıda belirtilen bilgiler birlikte değerlendirildiğinde; “yerleşim alanlarında afet tehlikelerinin önlenmesi ve afet risklerinin ve zararlarının azaltılmasında, mekânsal planlama ve uygulama süreçlerinin afet duyarlı yaklaşımları ve risk yönetimini içerecek biçimde tasarlanması, sağlıklı çevreyi önceleyen ve ekolojik sisteme saygılı planların kurgulanması” hususunda geçmişten günümüze yapılagelmiş yerbilimsel çalışmalar bakımından bir kısım sıkıntıların olduğu/olacağı aşikârdır.

KAYNAKLAR

  • İBB (2007). İstanbul Avrupa Yakası Güneyi Mikrobölgeleme Projesi Raporu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Daire Başkanlığı, Deprem ve Zemin İnceleme Müdürlüğü.
  • İBB (2010). İstanbul Anadolu Yakası Mikrobölgeleme Projesi Raporu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Daire Başkanlığı, Deprem ve Zemin İnceleme Müdürlüğü.
  • İBB (2017). İstanbul İli, 1/25.000 Ölçekli Arazi Kullanımına Esas Jeolojik Etüt Raporu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Daire Başkanlığı, Deprem ve Zemin İnceleme Müdürlüğü.
  • 31.05.1989 tarih ve 4343 sayılı mülga Afet İşleri Genel Müdürlüğü’nün genelgesi.
  • 19.08.2008 gün ve 10337 sayılı mülga Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğü’nün genelgesi.
  • 28.09.2011 tarih ve 102732 sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın (Mekânsal Planlama Genel Müdürlüğü) genelgesi.
  • 14.06.2014 tarih ve 29030 sayılı resmi gazetede yayımlanan Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği.