ÖLÇÜ 2019 EKİM SAYISINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYINIZ

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi

Giriş

Su, tarih boyunca insanlığın yerleşimini ve kentleşmeyi belirleyen en önemli unsurların başında gelir. İstanbul ise kullanılabilir su açısından tarih boyunca zayıf bir kent olmuştur. Bu nedenle suyu İstanbul'a taşımak ve İstanbul'da muhafaza etmek için künkler, bentler, sarnıçlar, su kemerleri ve çeşmeler gibi su yapılarını geliştirmek zorunlu hale gelmiştir. Yine aynı nedenle İstanbul’un su havzaları, bu derece hızla büyüyen bir kent için olağanüstü önlemlerle korunmalıdır. Ancak son yıllarda ortaya çıkan mega projeler, havzaların kentleşmesi ve rant adına değiştirilen yönetmelikler, iklim değişikliği ile birleştiğinde ortaya çıkan tablo İstanbul’un su kaynaklarını korunmasından ziyade sorunun derinleştiğini göstermektedir.

İstanbul’un Su Durumu

Su varlığının kısıtlı oluşu İstanbul'un şehirleşmesini ve nüfusunu sınırlamış olsa da özellikle 1950'ler ile başlayan şehirleşme süreci İstanbul nüfusunu da oldukça hızlı bir şekilde artırmıştır. İstanbul resmi verilere göre 15 milyonun üzerinde olan nüfusuyla büyük bir su gereksinimine sahiptir. Tekirdağ’dan Düzce’ye kadar uzanan bir rotada birçok su kaynağı İstanbul’u beslemek için kullanılmaktadır. (Şekil 1) İstanbul’da İSKİ verilerine göre günlük ortalama 2,5 milyon metreküp su kullanılmaktadır.

Şekil 1

Su Kaynaklarına Tehditler

Hali hazırda çarpık kentleşme, neo-liberal imar politikaları ve hızlı nüfus artışı ile uzun yıllardır çözülemeyen birçok sorunu olan İstanbul, son dönemdeki 3. Havalimanı, 3. Köprü ve Kanal İstanbul gibi mega projeler ile ciddi bir su krizi ile de boğuşmaktadır. Mega projelerin ortak özelliği İstanbul'un imara açılmamış son yerlerinden olan kent kuzeyindeki ormanlık araziyi şantiye sahaları olarak

belirlemiş olmalarıdır. Belirlenen proje alanları yalnızca İstanbul'un ciğerleri olarak adlandırılan Kuzey Ormanlarını değil, aynı zamanda İstanbul'un içme suyu havzalarını da içermektedir.

Projeler tamamlandığında/tamamlanırsa İstanbul'un içme suyu rezervlerinde en az %10 kayıp olacağı öngörülmektedir. [1] Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesinin 2018 yılında yayınladığı Kanal İstanbul ve Yenişehir Rezerv Alanları Teknik İnceleme Raporu'nun belirttiğine göre, Kanal İstanbul projesinin tüm bilimsel olumsuzluklar ve mantık dışılıklarına rağmen projede ısrar edilmesinde, tarımsal arazilerin inşaat sektörü için imara açılması yatmaktadır. [2]

İstanbul'un içme suyu havzalarını sadece mega projeler tehdit etmiyor, aynı zamanda havzalarda süren kentsel yapılaşma da büyük bir unsur. Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesinin 2013 yılında yayımladığı rapor, şehrin su ihtiyacını karşılayan havzalardaki arazi kullanımının boyutlarını göz önüne sermiştir. Büyükçekmece, Küçükçekmece, Terkos, Elmalı, Ömerli, Darlık, Alibeyköy ve Melen İSKİ yönetmeliğine göre izin verilmeyen yapılaşmalara sahne olmaktadır. [3] Mevcut politikalar özellikle rantın daha çok söz konusu olduğu inşaat ve yol yapım projelerinde kanunların atıl duruma düşmesine izin veriyorken, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 14 Şubat 2018 tarihli Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliğinde yaptığı değişiklik; kanun ve kuralların rant uğruna istendiği şekilde eğilip bükülebileceğine dair bir örnek oluşturuyor. Yapılan değişiklik ile sanayiden, kentleşmeden, inşaattan yani kısaca suyu kirletebilecek her türlü yer altı ve yer üstü kaynaklardan korunması gereken havzalar için mutlak koruma alanları kaldırıldı ve içme ve kullanma sularıyla ilgili kirletmeme yasakları iptal edildi. [4] Değişiklikle beraber artık su havzalarında maden işletilebilecek, turizm ve sanayi tesisi kurulabilecek ve yapılaşmaya açılabilecek. Değişen iklim koşulları ve havzalar üzerinde yapılaşmaya izin verilmesiyle İstanbul’un su kaynaklarının muhtemel bir krizle karşı karşıya olduğu ortadadır.

2. Köprü’nün yapılmasının ardından Elmalı ve Ömerli havzalarında yapılaşma ivmelenerek artmıştır. Sultanbeyli’de 600 bin kişi Ömerli Havzası içinde yaşamaktadır. Bölgede bulunan yapıların dörtte üçü kaçak yapıdır. Konuyla ilgili TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi ÇED(Çevresel Etki Değerlendirme) Kurul Sekreteri Mücella Yapıcı “2. Köprü yapımından sonra bizim

bütün tarım ve su alanlarımızda kaçak kentler oluşmaya başladı. Sultanbeyli mesela.. koca bir kent böyledir. Çünkü siz kent biliminde bir yere yol götürürseniz, o yol oraya yerleşmeyi çağırır.” demiştir.[5]

Anı Kurtaran Değil, Gerçekçi Çözümler

Geçmiş deneyimler göz önüne alındığında; yapılan/planlanan mega projeler, sorunlu ÇED yönetmelikleri, rant adına değişen yönetmelikler, konu paydaşlarının görüşünün alınmaması, mahkeme kararlarına rağmen devam eden inşalar ve İstanbul’un su krizinin ciddiyetsiz bir şekilde ele alınmasının sorunun derinliğini büyüteceği ortadadır. İstanbul tarih boyunca tatlı su kaynakları açısından kısıtlı bir şehir olmuştur. Son 70 sene içerisinde şehirleşmesinin önünün alınamayacak şekilde artması ile hali hazırda nüfusa yetersiz gelmeye başlayan kaynaklar, şehrin orman ve su havzalarının yapılaşmaya açılmasıyla beraber iyice yetersiz kalmaya başlamıştır. İvedilikle yapılması gerekenler; İstanbul’un su sorununu ciddi ve tüm paydaşları içeren bir şekilde ele almak, havzalar üzerindeki koruma statülerini artırmak, İSKİ Yönetmeliklerini sermayeyi değil ekolojiyi baz alarak iyileştirmek, halka ve doğaya düşman mega projeleri iptal etmek ve bir an önce iklim değişikliğinin etkilerini de göz önüne alıp önümüzdeki süreçler için bir yol haritası belirlemek olmalıdır. Sadece önümüzdeki 5 yılı kapsayan ve su talebini artıran projelerden vazgeçmek ve uzun soluklu ve ekolojik dengeyi esas alan, sürdürülebilir ve İstanbul’u kuraklıktan koruyacak temel bir anlayışı hedef almak esas amaç olmalıdır.



[1] İlhan, A., Yıldız, D. Tokaç, F.Z., Kurnaz, M.L., Türkeş, M. (2015). İstanbul’un su krizi ve kolektif çözüm önerileri. Erişim adresi: https://www.researchgate.net/publication/316190134

[2] Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi, Kanal İstanbul Çalışma Grubu. (2018). Kanal İstanbul ve Yenişehir Rezerv Alanları Teknik İnceleme Raporu. Erişim adresi: http://www.cmo.org.tr/resimler/ekler/83bd3a6ffe4e7c2_ek.pdf?tipi=67&turu=H&sube=2

[3] Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi. (2013). İstanbul’daki içme ve kullanma suyu havzalarındaki arazi kullanımı. Erişim adresi:http://www.cmo.org.tr/resimler/ekler/928865c0d389404_ek.pdf?tipi=67&turu=H&sube=2

[4] Sargın, D. (2018, 23 Şubat). Su havzaları yönetmeliğinde değişiklik yapıldı: Susuzluk kapıda hedef hâlâ rant. Birgün. Erişim adresi:https://www.birgun.net/haber/su-havzalari-yonetmeliginde-degisiklik-yapildi-susuzluk-kapida-hedef-hala-rant-205484

[5] Ekümenopolis: Ucu Olmayan Şehir, sinema filmi. (2012).