ÖLÇÜ 2019 KASIM SAYISINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYINIZ

DEPREMLER VE ORMANLAR

(Ağaçların yıllık halkalarından depremlerin tespiti)

Prof. Dr. Ünal Akkemik

İ.Ü.C. Orman Fakültesi

Orman Botaniği Anabilim Dalı Öğretim Üyesi

Depremler, Türkiye’nin önemli bir bölümünde yaşanan en önemli doğa olaylarından biri olup milyonlarca yıldan bu yana süren ve gelecekte de devam edecek olan bir doğa olayıdır. Özellikle Kuzey Anadolu Fay hattında tarih boyunca büyük depremlerin meydana geldiği kaydedilmiş ve bunların etkileri tarihsel kayıtlar, belgeler, fay kırıkları ve jeomorfolojik yapılara dayanarak tespit edilmeye çalışılmıştır.

Depremler ve ormanlar arasında da doğrudan ya da dolaylı bir ilişki bulunmaktadır. Kentlere yakın olan depremler yapılarda büyük hasarlara neden olurken, fay hatları üzerinde bulunan ormanlık alanlardaki ağaçlarda da çeşitli zararlar oluşmaktadır.

Ağaçlar; kökleriyle toprağa bağlı olan ve yaşadığı ortamdaki büyük olayların etkilerini yapılarına yansıtan çok önemli canlılardır ve hatta ağaçlar birer “doğal kayıt cihazı” olarak değerlendirilebilir. Yaşadığı ortam ve zaman dilimi içerisinde bir ağaç yağışlı ve kurak yılları, böcek ve mantar zararlarının olduğu dönemleri, orman yangınlarının meydana geldiği yıl hatta mevsimleri yapılarına yansıtırlar. Doğal ormanlardaki yaşlı ağaçlardan alınan kurşun kalem genişliğindeki gövde parçalarından tüm bu bilgilere ulaşmak mümkün olmaktadır. Bu bağlamda, depremlerin de ağaçlar üzerine etkisi olduğundan meydana geldiği yıllar ve etkilerini incelemede ağaçların da katkıları mümkündür. Depremlerin bir fay hattı üzerinde bulunan ormandaki ağaçların üzerindeki etkileri ve bunların önemi aşağıda birkaç örnekle açıklanmaya çalışılmıştır.

1-Bir deprem meydana geldiğinde, eğer ağaçlar doğrudan fay hattı üzerinde bulunuyorsa bu ağaçlarda farklı tepkiler meydana gelmektedir:

1. Ağaç tepelerinde kırılma ve yan dalların ana dal özelliği kazanması: Deprem esnasında fay hattı üzerinde ya da çok yakınında bulunan bazı ağaçlarda tepe kırılması meydana gelmektedir. Tepesi kırılan ağaçlar yaralandığı, fotosentez yapan yapraklarının önemli bir kısmını kaybettiği ve köklerinde de hasar oluştuğu için depremden sonra yıllık halka genişliğinde ani bir azalma meydana gelmektedir. Eğer deprem, kış aylarında ya da ilkbaharda meydana gelmişse, yıllık halkaların daralması aynı yıl gözlemlenmektedir. Buna karşın yaz aylarında ya da sonrasında gerçekleşmişse o zaman ertesi yılın yıllık halkasında daralma meydana gelmektedir.

2. Ağaçların bulunduğu ortamdaki taban suyunun seviyesinin değişmesi: Deprem etkisiyle oluşan zemin bozulması gibi bir etkiyle ağaçların bulunduğu kısımda taban suyu seviyesi değişebilmektedir. Taban suyunun düşmesi ve toprağın daha alt seviyelerine inmesi durumunda kökler suya ulaşma çabasında olacağından büyümede bir azalma meydana gelecektir. Tersi durumda da büyümede artış olmaktadır.

3. Ağaçların topluca devrilmesi: Doğrudan fay hattı üzerinde bulunan ağaçlarda ise bazı ağaçlar devrilmekte ve ölmektedir. Bu durumda ölen ağaçların son yıllık halkaları deprem yıllarını verirken, alanda kalan diğer canlı ağaçların yaşam alanları genişlediğinden büyümelerinde artışlar meydana gelmektedir.

Farklı şekillerde ortaya çıkan bu tepkilerin birlikte meydana geldiği yıl, depremin de oluş yılını da göstermektedir. Bu tepkilere dayanarak, özellikle bilinen fay hatları üzerinde ormanların olması durumunda ağaçlardan alınacak örneklerle depremlerin oluş yıllarını tespit etmek mümkün olmaktadır. Bir depremin aynı orman parçasındaki farklı ağaçlarda farklı tepkilerin ortaya çıkmasına neden olduğu Schweingruber (1988) tarafından ortaya konmuştur (Şekil 1). Söz konusu bu çalışmada, 1958 yılında Alaska’da yaşanan deprem sonrasında ormandaki ağaçların bazıları devrilmiş, bazıları diğerlerinin üzerine yatmış ve bazılarının da yaşam alanları genişlemiştir. Tamamen devrilen ağaçlarda son yıllık halka 1958 yılına aittir. Yanındaki ağaçların ölmesiyle yaşam alanı genişleyen bazı ağaçlarda 1958 yılından itibaren halkalar aniden genişlemiştir (Şekil 1b). Bir başka ağacın üzerine devrilmesiyle mekanik basınca maruz kalan ağaçlarda reaksiyon odunu oluşmuştur (Şekil 1c) ve bazı ağaçlar da zarar gördüğünden büyümesi aniden azalmıştır (Şekil 1d). Bu olayların hiçbirisi fay hattının uzağında olan kontrol ağacında görülmemiştir (Şekil 1a) (Schweingruber, 1988). Aynı yılda meydana gelen bu tepkiler deprem etkisiyle olup depremin oluş yılı ve etkisi hakkında önemli bilgiler sunmaktadır.

Şekil 1. Deprem etkisiyle ağaçların yıllık halka oluşumlarında görülen anormal değişimler (Schweingruber, 1988)

Kozacı (2012), Ilgaz ilçesinin 20 km kuzeydoğusunda, 1943 yılında meydana gelen depremin etkilerini incelemek üzere Mülayim Çayırlığı adlı mevkideki fay hattı üzerinde bulunan sarıçamlardan örnekler almıştır. Fay hattındaki bazı ağaçların tepeleri kırılmış, yeni dallar oluşmuş, bazı ağaçlar da ölmüş ve bazıları da eğilmiştir. Yıllık analizlerde de, 1943 yılında büyüme aniden azalmıştır.

Tarihi binalarda yapılan tarihlendirme çalışmasıyla deprem etkisinin belirlenmesi de mümkün olmaktadır. Depremlerin etkisiyle binalarda büyük yıkımlar yaşanmaktadır. Bu yıkımlar günümüzdeki yapılarda olduğu gibi tarihsel yapılarda da meydana gelmiştir. Nitelikli yapıların depremlerden sonra yenilendiğine ilişkin kayıtlar bulunmaktadır.

Yapılardan alınan ahşap örnekleri üzerinde yapılan yıllık halka analizleriyle de bu türden yapıların yenilenip yenilenmediği ve bir yenileme geçirdiyse bir deprem sonrasında mı olduğu gibi konular belirlenebilmektedir. Ağaçların yıllık halkalarıyla, geçmişteki çeşitli doğa olaylarının, ahşap yapıların, sanat eserlerinin, müzik aletlerinin ve arkeolojik yerleşim alanlarının tarihlendirilmesiyle ilgilenen bilim dalına “dendrokronoloji” denmektedir. Dendrokronoloji yöntemleriyle ülkemizdeki birçok yapının, müzik aletinin ve arkeolojik sitelerin tarihlendirilmesine katkı sağlanmıştır.

Bu bağlamda, Akkemik ve Dağdeviren (2004) tarafından yapılan bir çalışmada, İstanbul-Eminönü’nde bulunan Balkapanı Hanında dendrokronolojik bir çalışma gerçekleştirilmiştir.

Balkapanı Hanı, yapım tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, tarihsel kayıtlara göre Bizans Dönemine ait bir yapıdır (Ağır, 1999). Yapının kapı eşiklerinde ve iç kısmında az sayıda da olsa meşe ağaçlarına ait ahşap malzemeler bulunmuş ve bunlardan artım burgusuyla kalemler alınarak yıllık halka ölçümleri yapılmıştır. Bunların tarihlendirilmesi sonucunda Balkapanı Hanının 1769-1774 yıllarında büyük bir onarım geçirmiş olabileceği sonucuna ulaşılmıştır. Böylece, Han’da kullanılan ahşap malzemenin tarihlendirilmesi, bunun bir deprem sonrası onarım olduğuna işaret etmiştir. Bilindiği gibi 1766 yılında İstanbul’da büyük bir deprem yaşanmış ve bu depremde büyük yıkımlar olmuştur. Han da bu depremde büyük zarar gören yapılardan biri olmuştur. Bu çalışmadan sonra, İstanbul Kadılığı Sicil Defteri kayıtlarında da ulaşılmış ve bu hanın depremde zarar gördüğü ve onarım geçirdiğinin yazılı olduğu görülmüştür. Bu durum ağaçların yıllık halkalarıyla yapılan tarihlendirmenin doğruluğu teyit edilmiştir.

Sonuç olarak, 1542, 1766, 1891 yıllarında en büyüklerinin yaşandığı depremlerin etkilerinin ve büyüklüklerinin anlaşılmasına, Bizans ve Osmanlı dönemlerindeki tarihsel yapılardan alınacak ahşap örnekleriyle yapılacak tarihlendirmelerle katkı sağlanabilir. Deprem sonrasına denk gelen tarihler ve bunların bölgesel dağılımı depremlerin de büyüklüğü ve etkileri hakkında bilgi verebilir.

Yararlanılan Kaynaklar

Ağır, A (1999): İstanbul’un Eski Venedik Mahallesi’nde Ticaretin Surekliliğine Tanıklığı Tartışılan Bir Yapı: Balkapanı Hanı, Osmanlı Mimarlığının 7. Yuzyılı “Uluslarustu Bir Miras”, Yapı Endustrisi Merkezi Yayınları: 91-97

Akkemik, Ü., Dağdeviren, N. (2004): Using dendrochronological methods to date the wooden materials used in Balkapanı Han, Eminönü-İstanbul. İ.Ü.Orman Fakültesi Dergisi 54(A-1):45-53

Kozacı, Ö. (2012): Dendroseismology on the central North Anatolian fault, Turkey: Documenting three centuries of surface rupture history using tree rings. Journal of Geographysical Research. 117, B01405, doi:10.1029/2011JB008795

Schweingruber, F. H. (1988): Tree rings, Basics and applications of dendrochronology, Kluwer Academic Publishers, ISBN: 90-277-2445-8(HB) ISBN: 0-7923-0559-0(PB) Netherlands