ÖLÇÜ 2019 ŞUBAT SAYISINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYINIZ

YARININ ŞEHİRLERİNDE BİLİŞİM PROJELERİ

Arif CEVİZCİ, TMMOB Bilgisayar Mühendisleri Odası - Tülin Abay CEVİZCİ, TMMOB Şehir Plancıları Odası

Hiç kuşkusuz bu yazının başlığını ”Yarının” yerine "Bugünün" Şehirlerinde Bilişim Projeleri diye atabilmek çok daha güzel olurdu. Üstelik şehirlerimiz için çok başarılı Bilişim Projelerinden örnekler verip bu ülkede yetişmiş Rize, Bursa, Ankara, İstanbul gibi büyükşehirlerde yaşamını geçirmiş kişiler olarak bu projeleri anlatmaktan da büyük gurur duyardık. Fakat ne yazık ki, şimdiye kadar yapıl(a)madı ya da sembolik olarak yapılmış olmak için yapılan “Bilişim Projeleri” dışında uygulamalar şehirlerimizde yok. Biz de umutlarımızı tazelemek ve gelecekte ortaya konulabilecek çabaları desteklemek üzere yazıyoruz nelerin nasıl yapılabileceğini, Bilişim perspektifinden.

Öncelikle, şehrin envanteri sayısallaştırılmalıdır. Bu çalışma katmanlı ve katmanlar arası ilişkili olmalı. En altta, şehrin doğal ve coğrafi haritası olmalı, üzerine Altyapı ve Üst Yapı bilgileri yine sayısal bir şekilde oluşturulmalı. Bu temel çalışma, kentin tüm ve gerçek envanterini belirleyecek yeterli kesinlikte olmalı ve zaman içerisinde kentin envanterinde olabilecek bütün değişiklikler içine düzenli ve gecikmeksizin işleniyor olmalıdır. Bu işlem Harita Mühendislerinin katkılarıyla oluşturulabilecek CBS(Coğrafi Bilgi Sistemleri) yazılım ve yönetim sistemleri sayesinde ekonomik ve hızlı bir şekilde gerçekleştirilebilir.

Şehrin sayısallaştırılmış envanterinin üzerine; envanteri ile ilişkili bir şekilde, kentliler için “Bilişim Uygulamaları” yerleştirilmelidir.

Bunlar:

· Kolaylaştırılmış her yerden ulaşılabilir “Belediye Hizmetleri Uygulamaları”

· Kent yaşamını kolaylaştıran, geliştiren “Bilişim Uygulamaları”

· Kentlinin yönetime katılma, bilgi alma ve denetim işlevini yapmasını sağlayacak “Bilişim Uygulamaları”

Buraya kadar anlattığımız şehirlerimiz için gerekli “Bilişim Altyapısı”, grafiksel olarak şu şekilde gösterilebilir.

Bu temel “Bilişim Altyapısı” şehirlerimiz için en az, en temel olması gereken yapıdır. Bu nedenle bahsi geçen alt yapıya sahip olmayan şehirlerimizin kalmamış olması gerekir. Bu altyapı olmaksızın, hangi parti ve kadrolar belediyelerde yönetici olursa olsun, şehirleri yönetmeleri mümkün değildir; hele hele günümüz sorunlarına cevap vermeleri, halkının daha iyi yaşayacakları şehirler oluşturmalarının imkânı yoktur.

Bu altyapının üzerine, şehrin kaynaklarındaki değişimleri ve şehir aktivitelerini anlık olarak sayısal bilgilere dönüştüren sensörlerin, bilgi toplayıcılarının gerekli yerlere konumlandırılması gereklidir. Bunlar kentli insanın en fazla ihtiyaç duyduğu etkin zaman yönetimine destek verecek şekilde; trafik yoğunluğu, insan yoğunluğu, ısı, hava, gürültü, ışık, su kirliliği gibi değişimlerin sürekli izlenmesini ve kayıt edilmesini sağlar.

Kentin belirlenmiş kritik noktalarına yerleştirilen sensörlerin grafiksel gösterimini şu şekilde yapabiliriz.

İzlenmesi gereken kaynak ve faaliyete göre sensörler uygun yerlere yerleştirilmelidir. Nesnelerin interneti (IOT) uygulamaları ve Bulut Teknolojiler; sensörlerin etkin kullanılabilmesi için hem sahadaki teknik altyapıyı ve haberleşmeyi sağlayacaktır, hem de toplanan verinin acil durumlarda veya sonradan zaman içinde yapılması gereken eylemleri belirlemesinde kullanılabilmesi sağlanacaktır. Ayrıca “Yapay Zeka” uygulamaları ile rasyonel ve objektif biçimde, şehir içinde yapılması gereken yönetme, düzeltme, geliştirme projelerinin ve hizmetlerinin kentliler için, kentliler yararına belirlenmesi sağlanır.

Bu sensörler, bilgi toplayıcıları için kullanılacak Internet altyapısı aynı zamanda, kentlilerin şehrin her yerinden sürekli, hızlı ve ücretsiz Internet hizmeti almasını da sağlar.

Bu noktada şehri izleme çalışmalarının, kentlileri gözetlemeye dönüştürülmemesi, kişisel ve özel alanlarına girilmemesi gerekir. Bu sensörlerden oluşacak verilerin, ticari amaçlarla veya şehrin veri tabanı dışında kullanılması engellenebilmelidir. Bilişim Projeleri uygulanırken, “Evrensel İnsan Hakları ve Değerleri” göz ardı edilemez. Aksi takdirde “Orwellyen” bir şehre dönüşüm kaçınılmaz olur. Oluşturulan bilgiler kentin ve kentlilerin bilgileridir, başka amaçlarla kullanılamaz.

Şehir faaliyetlerinin izlenmesi sonucu oluşan verilerin “Karar Destek” ve “Yapay Zeka Uygulamaları” ile analizi sonucu değerlendirme, korelasyon ve eğilim sonuçlarının kullanılması ve aksiyon alınması; kentlilerin, Meslek Odalarının, Üniversitelerin ve şehir temsilcilerinin bütün süreçlere aktif katılımı ile sağlanmalıdır.

Bu şekilde planlanmış ve uygulanmış Bilişim Teknolojileri ile şehirlerimizi daha iyi yaşanılası duruma getirebilir, şehirlerimizi geleceğe hazırlayabilir, bizden sonraki kuşaklara devraldığımızdan çok daha iyi bir şehir teslim edebiliriz.

Bunları yapmazsak yarına bırakacağımız mirasımız, beton şehirler, boş plazalar, az kullanılan köprüler, boşuna sarf edilen kaynaklar, büyük mali borçlar, dev inşaat projelerinde ölen genç insanların acıları olacak ne yazık ki; güzel ve yaşanılası şehirler yerine.