YEREL SEÇİMLERE GİDERKEN
TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi
Her Şey Yerelden Başlar
Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik ve sosyal kriz derinleşirken, 31 Mart 2019 tarihinde yapılacak yerel yönetim seçimleri sürecine girmiş olduk. Yakın dönemde gerçekleşen sistem değişikliği ve bu doğrultuda yapılan kanuni düzenlemeler çerçevesinde hayata geçirilecek bu ilk yerel yönetim seçimleri, yaşadığımız kriz koşullarında büyük önem taşımaktadır.
Yıllardır uygulanan yanlış politikalar sonucu kronikleşen işsizlik sorunu, doğal ve sürdürülebilir yaşam kaynaklarının tahrip edilmesi, temel ihtiyaçlarımızı karşılamaya yarayan tarım ve hayvancılık alanındaki gerilemeler bir yandan köyden kente göçü hızlandırmış diğer yandan ise kentlerin ihtiyacını karşılayamaz hale getirmiştir. Çarpık ve plansız büyüyen kentlerdeki hızlı nüfus artışı, yerel yönetimlerin temel ihtiyaçlara yönelik makro planlarının bulunmaması bir yandan ağır sosyo-ekonomik sorunlara diğer yandan ise artık toplumsallaşan psikolojik travmalara neden olmaktadır.
Halkın temel ve yaşamsal ihtiyaçları arasında yer alan çevre, sağlık, eğitim, barınma, ulaşım, enerji, afet yönetimi, alt yapı, kentleşme, aydınlatma, güvenlik, kentsel dönüşüm, kültür varlıkları vb. konularda, geçmiş yerel yönetimlerin yeterli/başarılı/kapsayıcı örnekler ortaya koyamaması, temel altyapı yatırımlarının bulunmaması, bugün uygulanan kimi projelerin de toplum yaşamını kaliteli hale getirmesi yerine çözülmesi gereken yeni sorunlara yol açması, giderek içinden çıkılamaz sorunlar yumağına dönüşmektedir. Ayrıca; yatırımlarda ya da hizmet alımında Kamu İhale Kanunu yerine yandaşlık ölçütleri ikame edilmiş, düşük ücretlendirme, iş güvencesi ve iş güvenliği konuları ötelenmiş ve taşeronlaştırmanın önü alabildiğine açılmıştır.
Yerel yönetimlerin çalışmaları sonucunda, sağlıklı bir çevre ve yaşam için gerekli olan hizmet üretimi ve denetimi sağlanamamış, bu konularda toplumda gerekli farkındalık yaratılamamıştır. Uluslararası ve ulusal bazda modern yerel yönetim anlayışının oluşması konusunda, ülke genelinde birkaç olumlu örnekten öte gidilememiştir. Kentlerde yaşayan toplumsal kesimlerin yerel politikalara katılma ve karar alma süreçlerinden uzaklaştırılması, Kent Konseylerinin bürokratik yapılara dönüşerek insan ve topluma yabancılaştırılması, sorunların tartışılarak çözüme ulaştırılması kanallarını tıkamaktadır. Sonuçta mutlu ve kaliteli bir yaşam süren, ihtiyaçlarına yeteri düzeyde karşılık bulan insanlardan oluşan kentler, kronikleşen sorunları kanıksayan ve kabullenen, mutsuzluğu ve umutsuzluğu kabullenmiş toplulukların yaşadığı kentler haline dönüşmektedir.
***
Yerel Yönetimlerin Görevi Rant Alanları değil Yaşam Alanları Açmaktır
Ülkemizin depremselliği nedeniyle eski uygunsuz yapı stokunun depreme hazırlanması ve modern kent söylemleri ile başlayan kentsel dönüşüm; mağduriyetler ve bina yığınları içinde temel ihtiyaçlara cevap vermeyen projelere dönüşmüş, kentin kültürel yapısına ait özellikleri bozmuş, birçok alt ve üst yapı sorunlarını çözümsüz bırakmış ve depremsellik adı altında yapılan çalışmalar, uygunsuz kaçak yapıların kullanımının yasallaşmasına ilişkin imar afları ile daha karmaşık bir boyuta taşınmıştır.
Afet yönetimi konusunda özellikle İstanbul ve büyük kentlerde istenmeyen ancak karşılaşılabilecek deprem riski ve yıkımlarında insanların bir araya gelmesi için mutlaka korunması gereken afet toplanma alanları yapılaşmaya açılarak, ek rant alanları haline getirilmiştir.
Kentler için önemli bir yere sahip olan ulaşıma dair yapılan projelerin bedelleri, Yap İşlet Devret ve Yap İşlet gibi özelleştirme yöntemleriyle ve şirketlere verilen geçiş garantili anlaşmalarla, bütün yurttaşların cebinden ödenmektedir. Bu yöntemle, temel kamusal hizmetlerin sunumu, kimi yerli ve yabancı sermaye kuruluşları için rant kapısı haline getirilmektedir. Özellikle son zamanlarda yaşanan tren kazaları ciddi can kayıplarına neden olmuştur. Mevcut ve yeni yapılan ulaşım sistemlerinin can güvenliği kapsamında sinyalizasyon kontrol sistemleri önemsenmeli, uygulama, kabul işlemleri ve işletme kapsamındaki denetlemeleri eksiksiz bir şekilde yerine getirilmelidir.
Belediyelerce üretilen hizmet bedelleri, halkın ekonomik durumu göz ardı edilerek harç, ruhsat, toplu taşıma ücretleri her yıl artan değerlerle özellikle ücretli çalışan, işçi, emekli ve halk kesimlerinin sırtına yüklenmektedir.
Yerel yönetimler; gelişen kent ihtiyaçları, mevcut sorunlar, gelecek uygulamaları ve çözümleri olarak ihtiyaçları yerinde, kalıcı, sürdürülebilir, toplumun her kesiminin katılımı ve iyi planlama ile çözmek zorundadır.
***
Yerel Yönetimler Halkın Enerjisiyle Buluşmalıdır
Gelişen teknolojiler ve uygulamaları, ülkemizde bulunan yasal mevzuatlar çerçevesinde enerji verimliliği, enerjinin etkin kullanımı özellikle kentlerde yaşayan halk kesimleri için önem taşımaktadır. Halkın temel ihtiyaçları içinde önemli bir yer tutan enerjinin sürekli artan birim fiyatları ve sanayinin en temel girdisi olan enerji fiyatlarının yüksekliği her kesim açısından can yakıcı bir hale gelmekte, ülke ekonomisinin dengelerini sarsan bir noktaya taşınmaktadır. Oysa gerek meskenler gerekse sanayi kuruluşları için enerji verimliliği ve tasarrufu, hem maliyetler açısından hem de enerji üretiminin yarattığı ekolojik sorunlar açısından büyük önem taşımakta ve giderek dünyanın geleceğini tehdit eder hale gelen bu gerçeklere sürdürülebilir çözümler üretmek, yerel yönetimlerin önünde yaşamsal nitelikte görev ve sorumluluk olarak durmaktadır.
Halkın bilinçlendirilmesi, eğitilmesi ve farkındalığın yaratılması ekolojik kentsel anlayışlar oluşmasına katkı sağlayacaktır. Yerel yönetimler, önce kendilerinden başlamak üzere gerekli insan kaynaklarını oluşturup, eğiterek hem halk kesimlerine hem de bünyelerinde yer alan kurum ve kuruluşlara yardımcı olmalıdırlar. Özellikle atık malzemelerin; piller, aküler, gazlı aydınlatma aygıtları ve benzerlerinin toplanması ve bertaraf edilmesinde, merkezlerin oluşturularak halkın bilinçlendirilmesi insan sağlığı ve sağlıklı bir çevre için önem taşımaktadır.
Kent ve elektriğin önemli konuları olan yapılar, sosyal donatılar, kültürel varlıklar, yollar, ulaşım, haberleşme ve atık yönetiminin; kanunlar, yasalar, mevzuatlar, standartlar ve gelişen teknolojiler kapsamında değerlendirilmesi, işletilmesi ve yenilenmesi, çevreci, sosyal, paylaşımcı, modern kent anlayışının oluşmasında etken olacaktır.
Dünyada gelişen yenilenebilir enerji kaynaklarının, genelde ve yerel yönetimlerde tüketicilerin ihtiyacı bazında kullanılması, halkın özendirilmesi, gerekli mevzuat değişiklikleri ile kolaylaştırılması, örnek kuruluşlar olarak yerel yönetimlerin kendi kuruluşlarında, sosyal donatı alanlarında, ulaşımda vb. elektrik enerjisine ihtiyaç duyulan alanlarda gereksinimi karşılaması farkındalık yaratacaktır.
Afet toplanma alanlarının afet sırasında ve sonrasında gerekli hizmetleri vermesi için halkın ihtiyacı ve aydınlatmadan elektrikle çalışan yardım ekipmanlarına kadar kullanımını kapsayacak tespit edilen ihtiyaca göre yenilenebilir enerji kaynaklarından elektriksel yedek güçler yaratılmalıdır.
***
Yapıların Güvenliğinden Yerel Yönetimler Sorumludur
Mevcut yapıların, işyerlerinin elektrik tesisatları, donanımları, asansörleri, güvenlik sistemleri vb. yani elektrik kuvvetli akım ve zayıf akım sistemlerinin periyodik muayenelerinin yapılması, yapıları kullananlar için can ve mal güvenliği açısından önemlidir. Bu konu yerel yönetimler tarafından önemsenmeli ve Meslek Odaları ile birlikte ele alınmalı, teknik altyapı oluşturularak çözümler üretilmelidir.
Asansörlere ilişkin periyodik muayeneler A tipi muayene kuruluşları tarafından yapılmaktadır. Asansörlere ait stok ve yeni kullanımlar düşünüldüğünde halkın can ve mal güvenliği başta olmak üzere işletme güvenliği için periyodik muayenelerin zamanında, yeterli, denetlenebilir olmasının yol ve yöntemleri yaratılmalıdır.
İşyerleri, sanayi kuruluşları, İş Ekipmanları Yönetmeliği çerçevesinde periyodik muayenelerini yaptırmalı, hizmeti üreten, hizmeti alan denetlenmeli ve yerel yönetim sınırları içinde bulunan işyerleri ve tesislere ait periyodik kontrollerin yaptırılmasına ilişkin düzenlemeler yapılmalıdır.
Yapı Denetim Kanununa bağlı yapı denetçilerinin sorumluluk alanının 120.000 m2 (Yüz yirmi bin metrekare)’den 180.000 m2 (Yüz seksen bin metrekare)’ye çıkarılması kamusal denetimin sağlıklı yapılması açısından sorunlu görünmektedir. Yapı denetçilerin kanun kapsamında gerçekleştirdiği kamusal denetimin yapı denetçi mühendislerin işverenlerce tam zamanlı çalıştırılmamaları, eksik gün sayısında denetimlere zorlanmaları, yapım aşamasında denetimin ve kalitenin olumsuzluğu konusunda bilgi vermektedir. Bu olumsuz durum düzeltilmeli ve kanun kapsamında çalışma ortamı yaratılmalıdır.
Yapı ruhsatına tabi yapı süreçlerinde Meslek Odalarının gerek üyesinin, gerekse işin kalitesine yönelik yapacakları mesleki denetimin siyasi otorite tarafından yok sayılması, sahteciliklerin artmasında ve meslek alanlarının rekabet, kalite, toplumsal güvence açısından bozulmalara ve hukuksal problemlere neden olmaktadır.
***
Elektromanyetik Alan Kaynakları, Yaşam Alanlarından Uzaklaştırılmalıdır
Çevre ve halk sağlığı yönünden kullanılan haberleşme teknolojilerinde, elektromanyetik alanlar konusu önemsenmeli, yerelde ve özellikle büyük kentler bazında elektromanyetik alan kirliliği haritaları oluşturularak, elektromanyetik maruziyetler konusunda tüm yurttaşlar bilgilendirilmeli, mevzuatlar kapsamında, uygun olmayan durumlar düzeltilmelidir. Merkezi planlamadan uzak iletişim sunucularının ayrı ayrı baz istasyonu teşkilleri, halk açısından tedirginliğe ve görüntü kirliliğine neden olmaktadır. Ayrıca halkın tepkisini önlemek amacıyla baz istasyonlarının çeşitli şekilde başka görünümlerle saklanması da doğru değildir. Her baz istasyonuna ait uygun yerde tanımlama etki alanı, onaylanan kuruluş, denetleyen kuruluş bilgilerinin verilmesi halkın bilgilendirilmesi açısından daha doğru olacaktır.
Kentlerin önemli sorunlarından biri de, enerji nakil hatları altlarında oluşan yerleşimlerdir. Bu sorunun sadece güvenlik mesafesine bağlı bir sorun olmadığı, enerji nakil hatları altında yaşayan insanların sürekli elektromanyetik alan maruziyetine uğradığı göz önünde bulundurularak, düzgün sağlıklı bir kentsel anlayış için bunların yeraltı sistemleri ile planlanması gerekmektedir. Yerel yönetimlerin ilgili kuruluşlar ile işbirliği içinde bu sorunları çözmeleri önemsenmelidir. Özellikle büyük kentlerde (İstanbul Avrupa ve Anadolu yakasında) yaşam alanları üzerinde enerji nakil hatları geçişleri dikkat çekmektedir.
***
Yerel Yönetimler Meslek Odaları ile Ortaklaşa Çalışmalıdırlar
Kentlerde oluşan çöp depolama alanlarında enerji üretimleri yerel yönetimlerce dikkate alınmalı, yapılacak fizibilite çalışmaları ile örnekleri bulunan üretim tesisleri artırılmalıdır. Katı atık ayrıştırma ve geri dönüşüm tesisleri önemsenmeli ve ihtiyaca göre gerekli revizeler yapılmalıdır.
Yerel yönetimler, toplu ulaşım ve taşımacılıkta önce kendinden başlamak üzere, çevre ve insan sağlığını koruyucu, sürdürülebilir, yenilenebilir enerji kaynakları ve elektrikli araçlar kapsamındaki gelişmeleri takip ederek uygulamalıdır.
Yağmur suyu, atık su geri dönüşüm kazanımları dikkate alınmalı, altyapı ve üst yapı tesisleri günün koşulları ve ihtiyaç açığının kapatılmasına yönelik projelerle desteklenmelidir. Bu tesislerin enerji ihtiyaçları yeni teknolojilerden yararlanılarak sürdürülmelidir.
Yerel yönetimler meslek odalarının mesleki eğitim, deneyimlerinden yararlanmalı, kamusal alanda işbirliği yöntemlerini geliştirmelidirler.
|