ÖLÇÜ 2019 TEMMUZ SAYISINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYINIZ

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER RAPORU UYARIYOR:
“DÜNYANIN GIDA KAYNAKLARI BİYOÇEŞİTLİLİĞİN ARTAN KAYBI İLE TEHLİKE ALTINDA”
Dr. Şafak Köseoğlu, Ziraat Mühendisi

Dünyanın gıda kaynaklarının, gezegenimizin sü- regelen biyoçeşitliliğindeki bozulma sonucu artan bir biçimde tehlike altında olduğu yeni yayınlanan bir rapor ile duyuruldu.

İnsanların beslenebilmesi için gerekli ve sür- dürülebilir olması gereken bitkiler, hayvanlar ve mikroorganizmaların günümüzde yeterince korunamadığı Birleşmiş Milletlerin Gıda ve Tarım Orga- nizasyonunun yürüttüğü bir çalışma ile belirlendi

Rapor bu çeşit doğal ekosistemlerin sürdürülebil- mesi için atılması gereken adımların hızlı bir şekilde atılmaması halinde artan bir şekilde küresel kıtlıkların meydana geleceğini ortaya koyuyor. Organizasyonun Genel Direktörü Graziano da Silva, birçok ülkede, eko- sistem departmanlarının biyoçeşitliliğinde düşüş ya- şandığını ve bunu raporladıklarını bildirdi. Dünyanın yeşil alanlarının %20 lik bazı kısımlarının son 20 yılda daha az verim verdikleri 91 ülkede yürütülen bir çalış- ma esas alınarak belirlenmiş durumda.

Bahsedildiği gibi bitkilerin döllenmesine yardımcı olan yüzlerce böcek türündeki azalma, bilim insanla- rının en tehlikeli bulduğu konuların başında geliyor. Böcekler gibi çeşitli zararlıları yiyen kuşlar ve okyanus- ların doğal gıda zincirinin sürdürülmesini sağlayan balıkların sayıları ve çeşitliliğinde de önemli derecede düşüşler gözlendi. Bu arada istilacı türler lehine göz- lenen artışların global (küresel) biyoçeşitlilik için ikinci bir risk olduğu da bildirilen diğer bulgular arasında.

Varılan bu noktada tarımın en çok suçlanan sektör olduğunu söyleyen da Silva toprakların aşırı ve yoğun kullanımı sonucu bütün tarihsel dönemler boyunca gıda üretiminin kaynağını oluşturan bitki, hayvan ve mikroorganizma türlerinin belirli ölçülerde tahrip edil- diğini belirtiyor.

Küresel tarımdaki üniformiteye (benzerlik) ilişkin belirgin endişeler de raporda ayrıca vurgulanmış durumda. Bütün bitkisel üretimin üçte ikisinin yalnız dokuz türden oluştuğunu belirtilen raporda, bu bit- kilerden yalnızca birisinin -ki bu bitkiler çeltik, buğday ve şeker kamışını içeren bitkilerden biri olabilir- geze- genimizde büyük kıtlıklara sebep olabileceği vurgula- nıyor. Bu şekilde dar bir aralıktaki bitkilere olan bağım- lılık 19. yy. da İrlanda’da patateste yaşanan kıtlık gibi kıtlıklara sebep olabilir. Her ne kadar son yıllarda aza- lan biyoçeşitlilik üzerine artan sürdürülebilir orman yönetimi çalışmaları gibi projeler sebep gösterilse de bu tip projelerin daha fazla yürütülmesi gerektiği de raporda belirtildi.

Gıdalarımızın üretim yolunun değiştirilmesine acil ihtiyaç bulunduğu ve biyoçeşitliliğin kenara bırakıla- bilecek bir konu olmadığı, aksine yeri doldurulamaz bir kaynak ve yönetim stratejilerinde anahtar bir konu olduğu raporun sonuç kısmında vurgulandı.

DÜNYADA ve TÜRKİYE’DE POLİNASYONDA (TOZLANMADA) GÖREV YAPAN TOZLAYICI BÖ- CEKLER ve ARI POPULASYONLARINDA YAŞA- NAN AZALMALAR ve ÖLÜMLER

Son yıllarda Dünyada ve Ülkemizde sıkça rastladı- ğımız kitlesel arı ölümlerinin yaşanan iklim değişikliği ile olan ilişkileri uzmanlar tarafından bir dizi biyotik ve abiyotik stresin nisbi ortak etkileri olarak değerlendi- riliyor.

İklim değişimi; canlılar üzerinde doğrudan veya dolaylı etkileri ile yaşam için gerekli yeterli, kaliteli ve hijyenik su, hava ve besin kaynakları ile ekosistemi olumsuz yönde değiştirerek bitki, hayvan ve insan sağlığını olumsuz etkilemektedir. İklim değişikliği- ne bağlı anormal meteorolojik hava olayları ve hava kirliliği sonucu ekosistemde yaşayan bitki, hayvan ve insanların maruz kaldıkları hastalık çeşidi, sayısı ve yo- ğunluklarında artışlar gözlenmektedir.

Son yıllarda hem doğal hem de insanların kontrol ve gözetiminde yetiştiriciliği yapılan bal arıları gibi tozlayıcı böcek popülasyonlarında yoğun kit- lesel ölümler gözlenmektedir. Tozlayıcı böcekler ile çiçekli bitkiler arasındaki karşılıklı faydaya da- yanan ilişkiler (tozlaşma vektörü – nektar ve/ veya polen) binlerce yıl içerisinde oluşmuş olup doğal karasal ekosistemler ile insan yapımı tarım plan- tasyon sistemlerine yardımcı olmuştur.

İklim değişikliği; çiçek ve tozlayıcılar arasında- ki ilişkileri istikrarsızlaştırarak bal arısı, bitki ortamı, parazit, zararlı ve hastalıkları arasındaki doğal dengeyi olumsuz yönde değiştirme potansiyeli taşımaktadır. İklim değişikliği nedeni ile oluşan habitat değişiklikleri, farklı parazit ve patojenler arasındaki etkileşim, zirai mücadele uygulamala- rı ile stres faktörleri ile yanlış bakım ve besleme uygulamaları da bal arısı kolonilerinde gözlenen kitlesel ölümleri arttırmaktadır.

Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği’nin 2019 yılında yayınladığı “Kitlesel Arı Ölümleri Saha Raporu”nda Prof. Dr. Halil YENİNAR, Kitlesel arı ölümlerinde etkili olan etmenleri aşağıdaki şekil- de tespit ettiklerini bildirmiştir.

1- İklim Değişimi

2- Isı Artışı

3- Yağış miktarı ve sıklığının artışı

4- Nosema cerena etkinliğinin artışı Bağışıklık sisteminin zarar görmesi Hava kalitesinin bozulumu

5- Uçaroz Maddeler (Toplam Partikül 10, 5, ve 2.5 µ) Hava Kalitesi Endeksinde bozulma

6- Ozon üretimi ve azot-oksitlerin artışı, Toz taşınımı

7- Temiz ve hijyenik su kaynaklarının kirlenmesi, ekosistemde besin kaynaklarının değişimi

8- Polen kalitesi ve miktarı ile tür sayısındaki değişim ve azalış,

9- Çiçeklenme zamanında değişim

10- Arılarda yetersiz beslenme

11- Bağışıklık sisteminin zayıflaması

12- Vitellogenin sentezinin azalması

13- Ömür uzunluğunun azalımı

14- Oksidatif stress direncinin azalımı

15- Ana arı ve yavru gıdası (arı sütü) üretiminde azalış

16- Bal mumu salgılama işleminin durması

17- Genç yavru üretimin azalması

18- Genç yavruların canlı ağırlık ve vücut büyüklüklerinde azalma

19- Gezginci arıcılık ve taşıma stresi

20- Yağmacılık

21- Hastalık-parazit taşıyıcı vektör sayısında artışı

22- Hastalık, parazit ve zararlıların sayısal- virülenslerinin artışı Varroa ile mücadelede gözlenen yetersizlik

23- Paraziter akar sendromu (varroa + virüsler + bakteriler)

24- Kitlesel koloni ölümleri

Dünyanın bir çok ülkesinde de benzer sorunların ciddi olarak gündemi oluşturduğu ve bilim insanları- nın bu konuda oldukça tedirgin oldukları gelen bilim- sel haberler arasında yer alıyor.

Yeni sonuçlanan bir çalışmaya göre birçok fayda- lı dölleyici böcek türleri Büyük Britanya (İNGİLTERE) arazilerinde azalıyor. Yapılan araştırma yabani dölle- yici türlerin üçte birinin daha önceden bulundukları alanlarda azalma gösterdiklerini onda birinin ise artış gösterdiğini belirledi.

Ekoloji-Hidroloji Merkezinin yürüttüğü araştırma- ya göre ülke çapında 353 yabani arı ve çiçek sineği türlerinin varlığı 1980’den 2013’e kadar ölçüldü. Araş- tırma bu türlerin bulunduğu alanlar bakımından azalmaların, türlerin üçte birinde görüldüğü, onda birinde ise artış olduğunu belirledi. Geri kalan türlerin dağılımında stabil oldukları ya da herhangi bir trend gözlenmediği açıklandı. Bu çalışmanın pozitif fakat beklenmeyen sonucu kanola gibi yağlı tohumlu bit- kilerin çiçeklerini tozlayan arı türlerinde bir artış oldu- ğuydu. Bu durum muhtemelen çalışma periyodunca yetiştirilen ve birlikte yoğun çiçek açan bitkilerin ekil- miş olması ve devletin çiftçilere verdiği ekim desteği nedeniyle çiftçilerin bu tarz yağlı tohumları ekmesinin sonucuydu.

Nature Communications adlı dergide yayınlanan araştırma aynı zamanda ortalama olarak arı ve çiçek sineklerinin coğrafi çeşitliliğinin dörtte bir oranında azaldığını gösterdi. Bu her 1 km2 de 11 türün net kay- bına eşit oluyor.

Kuzey Britanya’da bulunan polinatör (tozlayıcı) tür- ler için ortaya çıkarılan bütün bu kayıplar daha fazla dikkat çekiciydi. Bu muhtemelen küresel ısınmanın bir sonucu olarak daha düşük sıcaklıkları tercih eden türlerin iklimsel olarak azalan uygun alanları tercih et- mesi sebebiyle coğrafi olarak yayılımındaki azalma ile açıklanabilir.

Ekoloji-Hidroloji Merkezinden araştırmayı yü- rüten Dr Gary Powney “Bütün tozlayıcı böceklerin dağılımında gözlenen değişimlerdeki yaygın fark- lılıkları ayırt etmek için gözlemlediğimiz çok sayıda türü istatistik olarak en yeni yöntemlerle analiz ettik. Bu farklılıklar için tek bir sebep yoktu. Fakat azalmalardaki anahtar yani temel etken habitat kaybıydı. Her ne kadar iyi haber olarak temel bitki tozlayıcılarında bir artış olsa da bunlar tür bazında nisbi olarak küçük bir gruba karşılık geliyor. Bu sebeple tamamen azalan türler dikkate alındığında ülkemiz için uzun dönemli gıda güvenliğini desteklemek adına bu gruba güven- mek riskli olur. Gelecekte bu gruba bir şey olursa diğer türleri güçlendirmek ve bu grubun bitki tozlanmasın- daki (polinasyonundaki) elzem rolünün yerini doldur- mak çok daha zor olacak” şeklinde bir açıklama yaptı.

Araştırmacı ayrıca biyoçeşitlilik bakımından zengin sağlıklı bir kırsal alan için gerekli olan bitki tozlayıcısı (polinatörü) olmayan böceklerin de sadece yabani çi- çekleri döllemedeki kritik rolleri değil diğer yabani ya- şam için gıda kaynağı olmaları bakımından çok hayati bir role de sahip olduklarını belirtti.

“Yabani çiçekler ve tozlayıcı böcekler hayatlarının devamı için birbirlerine ihtiyaç duyarlar. Doğal çevremizin güzelliği ve sağlığını düşündüğümüzde herhangi birindeki kayıplar, ilgi göstermemiz gereken ana sebep olarak karşımıza çıkar”.

Ekoloji&Hidroloji Merkezinden araştırmayı yürü- ten diğer bir araştırmacı olan Dr. Claire Carvell, ülke boyunca arılar ve çiçek sineklerinde gözlenen ve de- ğişen dağılımlara çoklu çevresel baskıların sebep ol- duğuna dikkati çekti. Dr. Carvell, tozlayıcı böceklerde gözlemlenen azalmaların sebepleri ve dağılımları üzerine daha sağlam verilere acilen ihtiyaç olduğunu belirtti ve “Bu analizler bize bir uyarı gönderirken, bulgular bize daha önceki çalışmaların tavsiye ettiği yabani hayatı koruyucu tarım ve bahçe bakımları gibi koruyucu eylemlerin, kırsal ve kentsel yeşil alanlarda- ki yabani tozlayıcılar üzerine pozitif ve kalıcı bir etkisi olduğunu gösteriyor. Bununla birlikte daha geniş bir tür çeşitliliğinden fayda sağlamak için daha fazla iyi- leştirmeye ihtiyaç bulunuyor” diye de ekledi.

Dr. Carvell:“türlerin görünmelerini kayıt altına alma- ya ilaveten ulusal düzeyde tozlayıcı (polinatör) böcek sayılarının daha standardize bir şekilde izlenmesine ihtiyaç bulunduğunu ve yeni bir Birleşik Krallık Po- linatör Projesinin sadece bunu gerçekleştirmek için oluşturulduğunu belirtti. Bu çalışma için 700,000 in üzerinde kayıt analiz edildi. Bu verilen büyük çoğunlu- ğu Büyük Britanya boyunca her bir km2 olarak 19,000 den fazla alanda Arılar, Yaban Arıları ve Karıncaların Kayıtlarını Tutan Birlikteki (BWARDS) uzman doğa bi- limcileri tarafından toplandı.

Britanya’da tozlayıcı böceklerin dağılımlarındaki de- ğişimlerin türe spesifik olarak tahminleri, daha önce büyük çapta ve uzun dönemli olarak yapılmadığı için bu çalışmanın kendi kategorisinde bir ilk olduğu dü- şünülüyor.

Arılar, Yaban Arıları ve Karıncaların Kayıtlarını Tutan Birlikteki (BWARDS) Mike Edwards; bu son araştırma gibi, hayvan popülasyonlarındaki trendlerle ilgili bü- tün önemli çalışmaların, tamamen farklı yabani tür- lerin yaşam alanlarına gidip kayıtlarını tutan yabani yaşam araştırmacılarına bağlı olduğunu belirtiyor. Bu sebeple bizlerin yabani hayatın içerisine girip bu ka- yıtları tutan daha fazla insanı cesaretlendirmememiz gerektiğini ve yabani hayatın çevresel değişime nasıl cevap verdiğine ilişkin anlayışımızı da artırmamız ge- rektiğine vurgu yapıyor.

Biyoçeşitliliğin varlığını sürdürebilmesi ve yaban hayatının kendini yenileyebilmesi için geri dönüle- mez noktaya gelmeden, gereken önlemler, bir an önce, küresel çapta alınmalıdır. Aksi durumda, başta insan olmak üzere, tüm canlılar ve ekosistem, giderek artan oranda olumsuzluklardan etkilenecektir.

KAYNAKLAR:

1- https://www.tab.org.tr/kitlesel-ari-olumleri-saha-raporu-1.html

2- Gary D. Powney, Claire Carvell, Mike Edwards, Roger K. A. Morris, Helen E. Roy, Ben A. Woodcock, Nick J. B. Isaac. Widespread losses of pollinating insects in Britain. Nature Communications, 2019; 10 (1) DOI: 10.1038/s41467-019-08974-9

Centre for Ecology & Hydrology. “Widespread losses of polli- nating insects in Britain: Study reveals declines in distribution of many species of bees and hoverflies.” ScienceDaily. Sci- enceDaily, 26 March 2019. <www.sciencedaily.com/relea- ses/2019/03/190326122147.htm>.