ÖLÇÜ 2020 ARALIK SAYISINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYINIZ

MÜHENDİS, MİMAR VE ŞEHİR PLANCILARININ GÖZÜNDEN

PANDEMİ SÜRECİNDE KENT VE ÇALIŞMA HAYATI

Hoş geldin ‘’Underground’’ toplum !

Değerli okuyucular 2019 sonlarında Çin’de başlayan ve çıkış şekli halen bir muamma olan COVİD 19 pandemi süreci, bireyleri, toplumları, psikolojik, sosyolojik ve ekonomik olarak olumsuz etkilemektedir.

Süreç olarak belirsizliğini koruyan pandemi hakkında Dünya Sağlık Örgütü’nün ‘’Bundan böyle yeni pandemi süreçlerine hazırlıklı olmalıyız’’ şeklindeki açıklaması durumun bundan sonrası için vahametini de ortaya koymaktadır.

Durum böyle olunca bireysel ve toplumsal alışkanlıklarımızda, geleneksel, kültürel hayatımızda önemli değişiklikler olmuş ve bu yeni alışkanlıklar toplumları yeni bir ‘’Global Yaşam Kültürüne ‘’doğru zorlamaya başlamıştır.

Ne kadar zorda olsa kültürel geleneklerine bağlı bir toplum olarak, gerek iş hayatımızda gerek sosyal yaşamımızda ve gerekse buna bağlı kentsel yaşam alanlarımızda farklı bir yöne evrilmekteyiz.

Dijital Para, dijital alışveriş, dijital iş hayatı ve dijital eğitim, toplumların hayatında çok önemli olan birebir insan ilişkilerini sanal ortama taşımakta olup, ileride telafisi mümkün olmayan toplumsal travmalara da sebebiyet verecektir.

Durumun psikolojik ve sosyal boyutu uzmanlarca değerlendirilmeli ve Toplumsal Sosyoloji, Sosyoekonomik kavramlar ve yeni yaşam modelleri tekrar irdelenmelidir.

Ancak pandemi sürecinde özellikle sağlık çalışanları ve sağlık bilimlerinin ne denli önemli olduğu gerçeği ön plana çıktığı gibi, sağlık sistemindeki aksaklıkların giderilmesi ve geliştirilmesi için sağlık politikalarımızın da gözden geçirilmesi gerekliliği önem arz etmektedir. Özellikle risk grupları için hayati önem arz eden grip, zatürre aşıları ve önleyici Covid 19 aşılarının geliştirilebilmesi için işlevliği yitirilen Hıfzıssıhha Enstitüsünün bu konuda ne denli öneme haiz olduğu da bir gerçektir.

Konu sadece sağlık politikasıyla da ilgili değil tabi ki, izoleli bir hayat tarzı, özellikle nüfusun ve iş hayatının yoğun olduğu kalabalık şehir hayatından, toplumsal birliktelikten, daha kırsal bir yaşam tarzına zorlamaktadır. Dikey yapılanmadan daha modern çevreye duyarlı akıllı yatay yapılanma modellerine geçiş konusunda da politikalar üretilmesi zorunluluğu ortaya çıkmaktadır.

Bir komplo teorisi üretecek olsak, sanırım her ne ise bu ‘’ Üst Akıl’’ın, farklı gerekçelerle yeni bir dünya düzeni çerçevesinde, yeni bir dünya kültürü, sanal bir hayat ve yaşam şeklini bize dayattığı görülmekte, bizleri kontrol edilebilir bireyler ve toplumlar haline getirmeye çalışmakta, birebir insan ilişkilerinin yok edildiği dijital bir yaşama ve iş hayatına zorlamaktadır.

Hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı gerçeğinden yola çıkarak;

Gelenek ve göreneklerine bağlı bir toplum olarak varlığımızı sürdürebilmek için bilimin ışığında, kendi öz kaynakları ile teknoloji üretebilen, tarımsal üretime önem veren, kendi enerji kaynaklarımızla kendine yetebilen, katma değer üretebilen güçlü bir ekonomiye sahip ve insana yatırım yapabilen bir ülke konumuna gelebilmek zorda olsa imkansız değil.

Daha refah bir toplum için, Atatürk’ün dediği gibi ‘’Hiçbir Şeye İhtiyacımız Yok, Yalnız Bir Şeye İhtiyacımız Vardır; Çalışkan Olmak’’

Pandemi sürecini asgari hasarla atlatmak dileğiyle.

Saygılarımla

Kemal Önder PRESCİLER

Jeoloji Müh. - A Sınıfı İş Güv.Uzm.

JMO İst. Şb. İSİG Komisyonu Üyesi

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası

İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Adına