Kadın Mühendis Gözünden Planlama ve Kadın Emeği Tuğba Özay BAKİ DİNÇEL TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Bir planlama sürecinde belirlenen amaçlara ulaşmada en önemli araçların başında emek olduğu gibi; emeğin niteliği, niceliği ve elbette toplumsal cinsiyet bağlamında “emeğin cinsiyeti” de planlamalarda etkili oluyor. Bu yazıda “kadın emeği planlamanın neresinde” sorusuna yanıt aramaya çalışılmıştır. Türkiye’de ilk kez ILO tarafından, İsveç Uluslararası Kalkınma İşbirliği Ajansı (SIDA) finansmanı ve İŞKUR işbirliğiyle, “Kadınlar İçin Daha Çok ve Daha İyi İşler: Türkiye’de İnsana Yakışır İş için Kadınların Güçlendirilmesi” projesi kapsamında yirmi ilgili kurum/kuruluşun temsilcilerinden oluşan Ulusal Teknik Ekip tarafından, Haziran 2014-Aralık 2015 tarihleri arasında yapılan düzenli toplantılar, uluslararası çalışma ziyareti ve eğitim çalışmaları sonucunda ulusal düzeyde Türkiye İş Kurumu tarafından ilgili paydaş kuruluşlarla birlikte uygulanacak bir “Kadın İstihdamı Eylem Planı” hazırlanmış. Bu planın ne kadar başarılı olduğunu değerlendirmek için çok uzağa gitmeden TMMOB üyesi kadınların istihdam oranlarına bakmak yeterli sanırım. Kadın emeği ücretli-ücretsiz emek kıskacında boğulurken, diğer yandan kadınların “eşit işe eşit ücret” taleplerinin de planlama süreçlerine dahil olduğunu görmek mümkün değil. 2019-2023 dönemini kapsayan ve 16 Temmuz 2019’da TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edilen 11. Kalkınma Planı’nda, “toplumsal cinsiyet eşitliği” ifadesi tamamen çıkartılarak bu konuda geriye gidildiği, “pozitif ayrımcılık” ilkesinin göz ardı edildiği, kadın işgücünün esnek çalışma ile aile ve iş yaşamının uyumlaştırılacağı, bu şekilde ücretsiz bakım emeği ile ev içi işlerin aksamadan -bakım emeği konusunda devletin yapması gerekenler, bakım evi, kreş vb.- kadın istihdamının girişimcilik, kooperatifçilik ile artışı öngörülmüş. Üstelik bu işlerin pratikte çoğunlukla kayıt dışı, güvencesiz ve belirsiz olduğu bilinmesine rağmen (http://www.keig.org/on-birinci-kalkinma-planinda-kadin-istihdami-hedef-girisimcilik-ve-kooperatifcilik/). Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) “İstatistiklerle Kadın 2020” raporunda; - Kadınların istihdam oranının erkeklerin yarısından daha az olduğu, - Hanesinde 3 yaşın altında çocuğu olan 25-49 yaş grubundaki kadın istihdam oranının %26,7 olduğu, - Hanesinde 3 yaşın altında çocuğu olan 25-49 yaş grubundaki kadın istihdam oranının %26,7 olduğu yazıyor (https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Istatistiklerle-Kadin-2020-37221). Kadınların maddi karşılığı olmayan ev işleri ve bakım emeklerinin, ücretli emek gücüne katılımlarını, istihdamlarının koşullarını da belirlediği hakkında fikir vermesi açısından rapordaki bilgilere dikkat çekmekte fayda var. Bir başka örnek, Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA), “Yenilenebilir Enerji ve İstihdam 2019 Raporu”na göre, temiz enerjiye yapılan yatırımlarda kadın istihdam oranı dünya çapında %32 imiş. Yenilenebilir Enerji ve İstihdam 2019 Raporu cinsiyet verileri; bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik başlıklarını kapsayan alanda çalışan kadın oranının toplam oranın %28’i olduğunu gösteriyor. Bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik dışındaki teknik alanlarda çalışan kadınların oranı %35 iken, idari işlerde çalışan kadınlar %45 ile en yüksek payı aldıklarını yazıyor (http://www.skdturkiye.org/esit-adimlar/yakin-plan/temiz-enerji-yatirimlarinda-kadin-istihdami-32). DİSK-AR “Covid-19 Döneminde Kadın İşgücünün Görünümü Raporu”na göre, salgın döneminde neredeyse her iki kadından biri işsiz kaldı, işbaşında olmayan kadınların sayısı bir yılda 5 katına çıktı (http://disk.org.tr/2020/06/covid-19-doneminde-kadin-isgucunun-gorunumu-raporu/). İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) 2021- 2024 için hazırladığı “Yerel Eşitlik Eylem Planı”ında cinsiyet eşitliği baz alınarak çalışılmış ve ücretli kadın emeği bağlamında özetle; İstanbul genelinde işgücüne katılım ve istihdam verilerine bakıldığında; 15 yaş ve üzeri kadınların istihdam oranının %30,5 olduğu ve kadınların %74,2 oranıyla en çok hizmet sektöründe çalıştığı, bu oranı %24,6 ile sanayi ve %1,2 ile tarım sektörünün izlediği görülmüş. İstanbul’da kadınlar için işsizlik oranı %18,9 olarak tespit edilmiş. İstihdam edilmeyi başarmış kadınlarla erkekler arasındaki ortalama ücret farkları ve üst düzey pozisyonlara çıkıldıkça kadın sayısının ciddi oranda az olması, işgücü piyasasında toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinin farklı boyutlarda yaşandığını göstermiş. Araştırma sonuçlarına göre hazırlanan çalışma takvimi, eylem planları ile tablolar halinde hazırlanmış (https://www.ibb.istanbul/Uploads/2021/3/Yerel-Esitlik-Eylem-Plani.pdf). Kadın dostu bu eylem planlarının hakkını vererek uygulanması, sadece diğer yerel yönetimler için değil; kamu ve özel sektör kurumlarının tamamına örnek teşkil etmesi açısından çok önem taşıyor. Planlama süreçlerinde kadınlar için, cinsiyetçi iş bölümü ile kadınlara yüklenen ev işleri, bakım emeği göz önüne alınarak bunları hafifletecek sosyal hizmetlerin geliştirilmesi, çocuklar için ücretsiz okul öncesi kreşler ile okul sonrası uzman yetişkinlerin gözetiminde dinlenip, beslenip, ders çalışabilecekleri, oyun oynayabilecekleri mekânlar da planlanmalıdır. Yine ev içindeki yaşlı ve hasta bakımları için aynı hassasiyet gözetilmelidir. Kadınların teknoloji yoğun sektörler ve imalat sanayii içinde istihdamında, yüzde 50 oranında kota olmalıdır. Sonuç olarak patriyarka tespitinden kaçınarak yapılan her planlama, tüm alanlardaki kadın emekçiler için esnek, güvencesiz çalışma, eşit işe az ücret ve kadın işsizliğinde artış demektir.
Tuğba Özay Baki Dinçel Jeofizik Yüksek Mühendisi |