ÖLÇÜ 2021 NİSAN SAYISINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYINIZ

AFET VE ACİL DURUM YÖNETİMİ NEDİR?

Prof. Dr. Şerif Barış, Doç. Dr. Necmi Özdemir, Dr. Nilay Ergenç, Hülya Özsert, Ahmet Köse, Sadık Saka

TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi

1. GİRİŞ

Birleşmiş Milletler Afet Risk Azaltma Ofisi (UNISDR) tarafından (2017) önerilen terminolojiye göre tehlike; can kaybına, yaralanmaya ya da diğer sağlık bozucu etkilere, mal varlığının zarar görmesine, sosyal ve ekonomik işleyişin kesilmesine veya çevresel bozulmaya neden olabilen süreç, olgu ya da insan faaliyeti olarak tanımlanmaktadır. Tanım olarak afetler bir olayın çok ani, güçlü ve çok şiddetli olarak oluştuğu, insan topluluklarını etkileyen, mevcut sistemlerin kilitlendiği ve kaynakların yetersiz olduğu olaylara denir. Uluslararası Afet Veri Tabanı(EM-DAT) kriterlerine göre ise afet, bir olayın en az 10 ve daha fazla sayıda can kaybı olduğu, en az 100’den fazla kişinin etkilendiği, olayın olduğu ülkenin acil durum veya uluslararası yardım çağrısında bulunduğu her durum afet olarak tanımlanmakta ve afet veri tabanına bu olay afet olarak kaydedilmektedir. Afetler doğa ve insan/teknoloji kaynaklı olarak ikiye ayrılır:

1.1 Doğa kaynaklı afetler

Doğa kaynaklı afetler kökenlerine göre, “jeofiziksel yani yer kaynaklı (depremler, volkanlar, zemin oturmaları, çökmeler ve sıvılaşmalar, kaya düşmeleri, heyelan vb.), hidrolojik (su baskını, heyelan), meteorolojik, klimatolojik (anormal sıcaklıklar, hortum vb.), biyolojik (salgın hastalıklar, böcek istilaları) olarak sınıflandırılmaktadır. 2014 yılında, Integrated Reseach on Disaster Risk(IRDR DATA) projesi kapsamında hazırlanan ve yayınlanan “Tehlike (Peril) Sınıflaması ve Tehlike Terimleri Sözlüğü”ne göre afetler aile, esas olay ve tehlike adı olarak üç şekilde gösterilmektedir (Below ve diğ., 2009:1). Sistemde afetler, 5 aile grubuna veya diğer bir deyişle alt gruba ayrılmaktadır. Doğa kaynaklı afetlerin türlerine göre sınıflandırılmış hali Şekil 1’de verilmektedir.

Şekil 1: Doğa kaynaklı afetlerin sınıflandırılması

Kaynak: Below ve diğ.

1.2.Teknolojik afetler

Teknolojik ya da insan kaynaklı afetler, doğa ile aralarında bir neden-sonuç ilişkisi kurulamayan ve doğrudan insan faktöründen kaynaklanan, toplumda büyük çapta sistemlerin durmasına, yaralanmalara ve ölümlere neden olan afetlerdir (AFAD, 2015). EM-DAT gibi küresel veri tabanlarında, insan kaynaklı veya teknolojik afetler, endüstriyel afetler, nükleer afetler, baraj kazaları ve büyük çaplı yangınlar, her türlü ulaşım kazaları, maden kazaları vs. olarak kullanılmaktadır. Ayrıca, bu grubun içine giren diğer afet türleri ise savaş, halk hareketleri, kargaşa ve her türlü terör eylemidir. İnsan veya teknoloji kaynaklı afetlerin genel bir sınıflandırması Şekil 2’de verilmektedir.

Şekil 2: Teknoloji veya insan kaynaklı afetlerin sınıflandırılması

Kaynak: Below ve diğ.

1.3. Afetlerin Etkileri

21. yüzyılın ilk 20 yılını bitirdiğimiz bu günlerde afet riskleri her geçen yıl yeni şekillere bürünmekte, sayısı ve etkileri artarak devam etmektedir. Afetlerin yarattığı kısa, orta ve uzun dönem etkileri bulunmaktadır. Özellikle afetin etkileri afette etkilenen ülkelerin gelişmişlik seviyesine, eğitim oranına ve ekonomik göstergelerine göre farklılıklar gösterebilmektedir. Yapılan birçok araştırmada afetlerin gelişmiş ülkelerde yarattığı en büyük kayıp ekonomik olurken, az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerde ise oldukça yüksek can kayıpları oluşturmaktadır. Örneğin 2011 Sendai mega depreminde Japonya’da can kayıpları 18000 civarındayken, ekonomik kayıp 220 milyar dolardan fazla olduğu belirtilmiştir. Haiti de 2010 yılında meydana gelen depremde ise can kayıpları 316.000’den fazladır (Wikpedia). Shah ve diğ., 2019 tarafından da belirtildiği gibi özellikle son onlu yıllarda doğa ve insan kaynaklı tüm afetlerin şiddetinin arttığı ifade edilmiştir. Benzer bir sonuçta Center for Research on The Epidemology of Disasters-(CRED) tarafından hazırlanan 2020 yılı raporunda ise 1980-2019 yılları arasını kapsayan raporda ve aşağıdaki Şekil 3’te verilen grafikte de görüldüğü gibi afetin etkileri her anlamda artış göstermektedir. 1980-1999 yılları arasında dünyada 4.212 rapor edilmiş afet, 1,19 milyon can kaybı, 3,25 milyar toplam afetzede ve 1,63 trilyon dolar ekonomik kayıp rapor edilmişken; bu dönemi izleyen on yıllık dönemde(2000-2009) dünyamızda 7.348 rapor edilmiş afet olmuş ve bu afetlerin sonucu 1,23 milyon insan hayatını kaybetmiş, 4,03 milyar insan afetlerden etkilenmiş ve 2,97 trilyon dolar ekonomik kayıp oluşmuştur. Afetlerin benzer artışları da bu dönemin öncesindeki yirmi yıla nazaran çok keskin bir artış gösterdiği tespit edilmiştir. (CRED raporu, 2020; Shah ve diğ., 2019:91885).

Şekil 3: 1980-2019 yılları arasında afetlerin etkileri (CRED, 2019)

Afetlerin türlerine göre sıralandığı istatistiklerde ise dünyada meydana gelen afetlerin sayısal çoğunluğunun meteorolojik afetler olduğu açıktır. Şekil 3.4’te gösterilen grafikte sel, fırtına, kuraklık vb. afetlerin doğa kaynaklı afetler arasında oldukça fazla olduğu görülmektedir(Şekil 4).

Şekil 4: Afet türlerine göre son dönemde dünyada olan afet sayıları(CRED, 2019)

Afetlerde oluşan can kayıplarına bakılarak yapılan diğer bir sınıflama ise Şekil 5 ile gösterilmektedir. Ayrıca, afetlerin önümüzdeki yıllarda da oluş sayılarının ve etkilerinin dünya nüfusunun sürekli artması, büyük şehir(mega şehirler) sayılarının artışı ve zarar görebilirliklerin şehirleşmeye bağlı olarak paralel artışı, küresel ısınma, yetersiz planlama, yetersiz hazırlık, eğitim ve tatbikatların eksikliği nedeniyle daha da artacağı kuşkusuzdur.

Sanayi devrimiyle birlikte atmosfere salınan sera gazı salınımının artması, arazi örtüsünü etkileyen şehirleşme, insan faaliyetleri küresel ısınmaya ve iklim değişikliğine neden olmuştur. Dünya genelinde sıcaklıklar artmakta, buzullar erimekte, deniz seviyesi yükselmekte ve yağış rejimi değişmektedir. Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli(IPCC) raporuna göre Türkiye iklim değişikliği açısından riskli bir bölgede yer almaktadır. Günümüzde gerek kentlerimizde gerek ülkemizde, gerekse dünya genelinde küresel ısınma ve iklim değişikliğinin etkilerini (fırtına, hortum, kuraklık, seller, salgın hastalıklar vb. artışları) yaşayarak görmekteyiz.

Şekil 5: 1998-2017 yılları arasında oluşan afetlerin oluşturduğu can kayıpları sayısı(CRED, 2019)

Şehirler, artan nüfusları ve ekonomik ağırlıkları sonucunda iklimsel risk ve fırsatlar anlamında giderek daha önemli roller üstlenmektedir. Buradan hareketle, iklim değişikliğine yönelik gerekli çözümlerin önemli kısmını yerel yönetimler yerine getirecektir. İklim değişikliği bilinci ve bu çerçevede geliştirilen stratejilerin global ölçekte başarılı olabilmesi için; geniş katılımlı bir süreç, aktörlerin yakın koordinasyonu, uzun vadeli irade, en üst düzeyde ilgi gösterilmesi ve destek olunması son derece önemlidir. Bu hedefler doğrultusunda şehirlerimiz iklimle ilgili risk ve fırsatları değerlendirebilecek, iklim değişikliği uyum ve azaltma opsiyonlarını göz önünde bulunduracak, paydaşların katılımını destekleyecek, kapasite artırıcı faaliyetlere destek olacak bir Sürdürülebilir Enerji ve İklim Değişikliği Eylem Planı Projesi (SECAP)hazırlamalıdır.

Dünya nüfusunun büyük bölümü şehirlerde yaşıyor ve küresel ısınma ve iklim değişikliğine neden olan sera gazı emisyonlarının önemli oranı (%70) şehirlerde meydana geliyor. Hızla artan nüfus şehirlerdeki gıda ve su ihtiyacını artırırken, ulaşım ihtiyacı, atık miktarı, enerji kullanımı ve emisyonlar da benzer bir hızla artıyor. İklim değişikliği ile mücadele sadece ulusal düzeydeki politikalarla değil daha alt seviyedeki belediyeler, kamu ve özel kuruluşlar hatta topyekûn tüm dünya halkının katılımı ile mümkündür.

2. BÜTÜNLEŞİK AFET YÖNETİMİ

Bütünleşik Afet Yönetimi(BAY) ise afet çevrim döngüsü denen döngüde belirtilen dört aşamayı göz önünde bulundurarak afeti, kriz ve risk yönetimi evrelerini içeren ve toplumun tüm kesimlerini barındıran bir anlayışta ele alan yönetim biçimidir. Afet Yönetim döngüsünde meydana gelen bir afet, afetin ardından Müdahale evresi, daha sonra İyileştirme evresi, Zarar Azaltma ve Hazırlık evrelerini kapsayan ve bir afetin hemen ardından başlayarak bir sonraki afete kadar olan yapılan her türlü çalışmanın tamamıdır. Son yirmi yılda oldukça güncel olan BAY kavramı daha önceleri afete müdahale ve iyileştirme adımlarını önceleyen afet yönetimlerinin yetersizliğinin anlaşılması ve asıl afetlerin zararının azaltılabilmesinin yolunun zarar azaltma ve hazırlık çalışmaları ile ortaya konmasından sonraki süreçte yaygınlaşmaya başlamıştır. Afeti yönetenler ve afet yönetim çalışanları her afetten yeni yeni bilgiler öğrenmekte ve edindikleri bu bilgi ve tecrübelerle bir sonraki afete hazırlanmak için yeni sistemler geliştirmekte veya mevcut sistemleri güncellemektedirler. BAY eski anlayışta olduğu gibi sadece afetin arkasından yapılan kriz yönetim çalışmalarına odaklanmayıp, afet öncesi her türlü zarar azaltma, korunma ve hazırlık çalışmaların yapıldığı risk yönetimi çalışmalarını da önceleyerek müdahale ve iyileştirme çalışmaları ile entegre etmeye çalışmaktadır. Bu çalışmaları yaparken afeti sadece yöneticilerin ve profesyonellerin görevi olarak tanımlamayarak afet zararlarını azaltılmasının yegane yolunun toplumu oluşturan tüm güçlerin yani merkezi ve yerel yönetimlerin, sanayi kuruluşları ve şirketlerin, STK ve toplumu oluşturan her bireyinde paydaş ve sorumlu olduğu yani tüm paydaşların da afet yönetim çalışmalarına katılımının desteklendiği bir yapıyı oluşturmaya çalışmaktadır. Dünyada sürdürülen bu tür çalışmaların sadece ulusların tek başlarına üstesinden gelebileceği bir konu olmadığı ve mutlaka afete maruz ülkelerin BM çatısı altında el birliği vererek afet zararlarının azaltılması çalışmalarına katılımı desteklenmektedir. BM çatısı afet altında bütünleşik afet yönetimi konusunda çalışan bir birim vardır ve BM Afet Risklerinin Azaltılması Bürosu(UNDRR) 1999 yılından beri dünyada bu tür konularda çalışmalarını sürdürmektedir.

3. BELEDİYE/KURUM VE KURULUŞLAR İÇİN AFET VE ACİL DURUM PLANLAMASI

Planlama Esasları

Planlama, ne yapmak istediğinizin ve bunu nasıl, hangi imkân ve kaynakları kullanarak yapacağınızın belirlenmesi demektir. Hangi amaçla olursa olsun bir planlama faaliyeti;

· Öncelikle sorunlar ve ihtiyaçların belirlenmesi,

· Uygulanması mümkün olan çeşitli eylem yollarının tartışılıp düzenlenmesi,

· İmkân, fırsat ve kaynakların belirlenmesi,

· Mevcut imkân ve kaynaklarla gerçekleştirilmesi mümkün olan eylem yollarının belirlenmesi,

· Amaca ulaşmak için gereken insan gücü, malzeme kaynakları ve örgütlenme şeklinin belirlenmesi,

· Ölçülebilir göstergeler belirleyerek eylemlerin izlenmesi ve gerektiğinde yeni düzenlemeler yapılması,

gibi bir çok faaliyeti kapsamaktadır.

Afet ve Acil Durum Yönetimi Planlamasının Amacı ve Kapsamı

İl ve ilçe merkezi ve yerel yönetimlerinde afet ve acil durum yönetimi planlamasının temel amacı;

afet öncesinde:

§ afete neden olabilecek tehlike ve risklerin belirlenmesi,

§ mümkünse önlenmesi veya olası etkilerinin azaltılması,

§ olaylara karşı eğitim ve tatbikatlarla tüm paydaşların hazırlıklı olmasının sağlanması,

§ afetlere karşı bilinçli ve dirençli nesiller yetiştirilmesi,

afet sırasında:

§ eğitim ve tatbikatlarla kazanılmış doğru davranış biçimleri uygulanarak arama-kurtarma ve ilk yardım ve güvenli tahliye işlemlerinin aksatılmadan uygulanması

afet sonrasında:

§ olaya zamanında, hızlı ve etkili olarak müdahale ederek kayıpların en düşük düzeyde tutulması,

§ olabilecek zincirleme etkiler veya ikincil afetlerin önlenmesi,

§ hayatın normal akışına bir an önce dönebilmesi için gereken iyileştirme faaliyetlerinin belirlenmesi ve uygulanmasını,

sağlayacak örgütlenme modelleri ile imkân ve kaynakları sağlamaktır.

4. PLANLAMA SAFHALARI

Afet ve Acil Durum Planlaması afet yönetim döngüsü içerisinde yer alan zarar azaltma, hazırlık, müdahale ve iyileştirme safhalarının ayrı ayrı planlanması ve bir bütünlük içerisinde yürütülecek faaliyetlerin belirlenmesi çalışmalarını kapsar. Kapsamlı bir planlama olan afet ve acil durum yönetimi planlaması için planın uygulama zamanlarına göre yürütülmesi gereken faaliyetler aşağıda özetlenmiştir. Etkili bir afet yönetimi için kaynaklar önceden belirlenmeli ve planlanmalıdır. Bu nedenle afet ve acil durum planları bu yapının en önemli basamağını oluşturmaktadır. Afet ve Acil Durum Planları (AADP) bir kişi/kurum/ilçe/il veya ülkenin karşılaşabileceği her türlü can kaybı ve ekonomik kayıp oluşturabilecek tüm olayları öngörerek, oluşacak bu olaylar karşısında muhtemel kayıpları azaltabilecek stratejilerin belirlendiği, gerekli çalışmaların yapıldığı ve her türlü paydaşın yer aldığı planlardır. AADP yapılırken planın yapılacağı işyeri, belediye veya il için öncelikli olarak yapılması gereken çalışmalar sırasıyla AADP’nı, Afet Yönetim döngüsüne uygun olarak yapılmalıdır. Afet Yönetim döngüsü bir afetten diğer afete kadar yapılan müdahale, iyileştirme, zarar azaltma ve hazırlık çalışmalarının(Şekil: 3.6)tümüdür. Hazırlanacak planların, önceki ve başka bölgelerdeki yaşanmış afetlerden alınan dersler, yapılan uygulamalar, değişen koşullar ve alınan önlemlere göre sürekli kontrol edilmesi, güncellenmesi ve yenilenmesi gereken belgeler olduğu unutulmamalıdır. Bu nedenle bu planların mobil uygulamalar, bulut ortamları ve bilgisayar ortamında hızla ve güvenilir bir şekilde erişilebilecek türden yapılması sadece hızlı erişilmesi açısından değil aynı zamanda sürekli güncellenmesi için de büyük kolaylık ve güvenilirlik sağlamaktadır. Kitap yazarlarının ortak düşüncesi bir kurum, il veya ilçe için hazırlanması gereken bu planların mobil/masaüstü uygulama ve/veya online ortamlarda otomatik olarak yapılarak bu planların o yöreye özgü tehlikeleri içermesi, gerekli tehlike avının ekibimizce yapılarak risk analizlerinin bu yazılım tarafından yapay zeka ve makine öğrenme yöntemleriyle yapılması planlanmıştır. Bu sayede BAY ilkelerine uygun, hızlı, güvenilir bir plan bu alanın uzmanları tarafından hazırlanarak, kurumlarda oluşacak grupların bu planları hazırlamak için gereken eğitim ve araştırmalarla uğraşarak oluşacak iş gücü kaybının önüne geçmek; işlevsel, anlaşılabilir ve profesyonel bir plan yaparak grupların enerjilerini alınacak önlemler ile eğitimler ile planın olabildiğince yaygınlaştırılması için gereken tanıtım çalışmalarına ağırlık verilmesini sağlayacaktır.

Şekil 6: Afet Yönetim Döngüsü

4.1 AFET VE ACİL DURUM PLANI YÖNETİM KURULU VE PLANLAMA EKİBİNİN OLUŞTURULMASI

Şehir/ilçe/kurumlar için il/ilçe belediyelerinde ve şirketlerde yapılması düşünülen bir afet ve acil durum planı için öncelikle birbiri ile uyumlu çalışacak ve bu planı hazırlayacak bir kurulun/ekibin belediyenin varsa afet koordinasyon merkezi bünyesinde kurulması, afet koordinasyon merkezi yoksa belediye bünyesinde kurul oluşturulması gerekir. Afet ve acil durumlara yönelik yapılacak çalışmalar ekip çalışmasını gerektirir. Bu amaca erişebilmek için afet ve acil durumlarda kurumların ilk 72 saat olarak adlandırılan altın saatlerde kendi başlarına afete müdahale ederek olası can ve mal kayıplarını engelleyecek hazırlıkların ve planlamaların yapılabilmesi için önerilen Afet ve Acil Durum Yönetim Kurulu ve bu merkezin/kurulun altında farklı çalışma gruplarının kurulması gerekmektedir. Afet ve Acil Durum Yönetim Kurulu başkanı il/ilçenin Belediye başkanı veya yetkilendirdiği bir Başkan Yardımcısı; şirketlerde ise genel müdür veya teknik konulardan sorumlu bir genel müdür yardımcısı olmalıdır (Barış ve diğ., 2013). Yönetim kurulu ise genel sekreter ve genel sekreter yardımcılarından oluşmalı, il/ilçenin güvenlik, sağlık ve idari yönden sorumlusu olan görevliler tarafından oluşturulmalıdır. Şirketlerde ise her birim sorumluları bu kurulda görevlendirilmelidir. Yönetim kurulundaki üye sayısının çok fazla olması afet ve acil durumlarda karar almayı zorlaştıracağı unutulmamalıdır. Yönetim Kurulu üye sayısı il/ilçe/şirketin bulunduğu konum, içerisinde bulunduğu tehlikeler ve risklerin büyüklüğü, çeşitliliği ve sıklığı, nüfus/çalışan yoğunluğu yapısı gibi değişkenler dikkate alınarak oluşturulmalıdır. Kurulun planlama sürecine destek ve önem vermemesi planın hedefinden uzaklaşmasına, uygulamacıların planı yok saymasına neden olabilir. Servisler; Planlama ve Hazırlık Servisi, Operasyon Servisi, Lojistik Destek Servisi, Finans ve İdari İşler Servislerinden oluşturulmalıdır. Müdahale Servisi, Arama-Kurtarma, Sağlık, Yangın, Psikolojik Destek, Barınma, Beslenme, Enkaz Kaldırma, Haberleşme, Ulaşım, Güvenlik, Altyapı, Enerji vb. hizmetlerin verilmesini yürütür (Kadıoğlu, 2011). Bu servis, afet ve acil durumlarda insan gücü ve tüm kaynağını sahada etkin şekilde kullanır.

Afet ve Acil Durum Planlaması: Kurumlarda hizmetlere yönelik çalışmalar birçok yazılı veya yazılı olmayan kurallar zinciri içerisinde devam etmektedir. Bir acil durum veya afet durumunda ise, normal yaşam bozulmakta veya kesintiye uğramakta, günlük yaşamda karşılaşılan sorunların dışında yepyeni sorunlar ortaya çıkmaktadır. Olağan koşullardaki sorunlarla mücadele etmesini bilen kurumlar, olağanüstü koşullarda ne yapacaklarını da önceden planlamak, görev ve yetki dağılımını bilmek, ortaya çıkabilecek sorunlar konusunda önceden hazırlıklı ve eğitimli olmak zorundadırlar. Bu yüzden acil durum planlaması, kurumların faaliyetlerinin, olağanüstü olayların sonuçlarından en az kayıp ve zararla sürdürülebilir olması için, yapılması gereken faaliyetlerin, olaylar olmadan önce planlanması ve olay sırasında; zamanında, hızlı ve etkili bir şekilde uygulanmasını gerektiren tüm faaliyetler olarak tanımlanabilir.

Hangi ölçek ve düzeyde olursa olsun bir planlama faaliyeti; öncelikli sorunlar ve ihtiyaçların belirlenmesi, uygulanması mümkün olan çeşitli eylem yollarının tartışılıp, düzenlenmesi, imkan, fırsat ve kaynakların belirlenmesi, mevcut imkan ve kaynaklarla gerçekleştirilmesi mümkün olan eylem yollarının belirlenmesi, amaca ulaşmak için gereken insan gücü, malzeme kaynakları ve örgütlenme şeklinin belirlenmesi, ölçülebilir göstergeler belirleyerek izlenmesi ve gerektiğinde ayarlamalar yapılması gibi bir çok faaliyeti kapsamaktadır. Tüm bu faaliyetlerin hiyerarşi ve koordinasyon içinde düzenlenmesi, kurumlar arası koordinasyonun sağlanması ve birimlerin etkin biçimde kaynaklarını paylaşması ile mümkündür. Bu da Olay Komuta Sistemi ile mümkündür (İTÜ, 2005)

Olay Komuta Sistemi (OKS) her düzeyde yaşanabilecek acil durum ve afetlere müdahale için oluşturulmuş modüler bir organizasyon yapısıdır. OKS Olay Komutanı, Operasyon, Planlama, Lojistik ve Finans Servislerinden oluşmaktadır. Aşağıdaki tabloda bir kurum ve kuruluşta kurulması gereken Afet ve Acil Durum Yönetim Komitesi ve çalışma grupları şematik olarak gösterilmiştir. Çalışma grupları kurumun çalışan personel sayısı dikkate alınarak beşer, yedişer veya daha fazla kişiden oluşturulabilir. Ancak unutulmaması gereken bu gruplar planlanırken bu çalışma gruplarında çalışan kişilerin birinci yedeği ve ikinci yedeklerinin önceden belirlenmesi ve bu çalışma gruplarında çalışan kişilerin yapacakları görevler için gereken eğitimler ve güvenlik ve korunma malzemesi verilmelidir. Her kurum veya kuruluş için afeti yönetmek üzere oluşturulması tavsiye edilen Afet ve Acil Durum Yönetim Komitesi ve alt çalışma gruplarına ait organizasyon şeması Tablo 1 ile verilmiştir.

Tablo 1: Afet ve Acil Durum Yönetim Komitesi Organizasyon Şeması

BAY süreçlerinin etkin ve sürdürülebilir olabilmesi ve olası bir afetin zararının en aza indirilebilmesi için bu grupların oluşturulması ve her alt grupta görev alacak kişilerinde bilgi, beceri ve sahip oldukları sertifikalar dikkate alınarak oluşturulması, herhangi bir sertifikası olmayan kişiler içinse mutlaka eğitimler düzenlenerek çalışma gruplarında görev alan personelin kapasitelerinin artırılması şarttır. Diğer tavsiyemiz ise çalışma gruplarında görev alan kişilerin mutlaka üçer yıllık dönemlerle rotasyona tabi tutularak her bir bireyin bilgi ve becerisinin artırılmasıdır. Personel arasında bu gruplarda görevlendirilmesinin de hakkaniyet çerçevesinde yapılarak tüm çalışanların bu tür gruplarda görev almalarının zaman içerisinde sistematik olarak planlanması ve sağlanması çok önemlidir.

Dünyada afetler sırasında kendi imkan ve kapasiteleri ile afete ilk anda müdahale etmek için oluşturulması önerilen sistem Olay Komuta Sistemi(OKS) aslında yukarıdaki tanımlanan Afet ve Acil Yönetim Kurulu ve oluşturulan çalışma gruplarından başka bir şey değildir. Olay Komutanı o kurumun en üst düzeydeki yetkilisi veya onun vekaletine sahip en yetkili kişiden oluşması afet anında hızlı karar alma, yetki ve sorumluluğa sahip olması açısından gereklidir. Afet ve Acil Durum Yönetim Kurulunun kurulması; il/ilçe/belde veya kurumu etkileyebilecek tehlike ve risklerin tür, büyüklük ve sıklıkları, acil durum yapılacak bölgenin nüfus sayısı, türü, imkân ve kaynakları, hizmet binaları ve ek binalarının fiziksel özellikleri ve çevre koşulları, vatandaş ve yerel yönetim ilişkileri gibi bir çok değişkene bağlı olduğu için planı yapılacak kurum veya bölgenin yukarıda belirtilen ihtiyaçlara cevap verebilecek nitelikte kurullarını oluşturmaları önerilir.

Afet ve Acil Durum Yönetim Kurulunun Görev ve Sorumlukları

  • Afet öncesinde il/ilçenin tehlike ve risk azaltma çalışmaları ile müdahale ve iyileştirme çalışmalarını yapmak ve şehrin güvenliğini sağlamak,
  • Planda yer alacak görev gruplarını ve bu grupların görev yetki ve sorumluluklarını belirlemek,
  • Gruplarda görev alacak kişileri ve grupların çalışma esaslarını belirlemek (Kurul üyeleri bilgi ve deneyimlerine göre grup veya alt grup sorumlusu olarak ta görevlendirilebilirler),

· Afet ve Acil Durum Yönetimi konusunda yöneticiler, çalışanlar, vatandaşlar ve misafirler için uygulanacak eğitim programlarını belirlemek ve uygulanmasını sağlamak,

· Masa başı ve saha tatbikatları düzenlemek,

· Tatbikat, günlük olaylar ve karşılaşılan afetlerden elde edilen derslerin ışığı altında planları güncelleştirmek,

· görev gruplarının ihtiyaç duyacağı ekipman, malzeme, yayın ve insan gücü desteğini sağlamak, afet ve acil durum planlaması ve yönetimi konularında ilgili üniversiteler, kamu kurum ve kuruluşları, yerel yönetimler, gönüllü kuruluşlar ile yakın işbirliği yapmak, eğitim ve lojistik destek sağlamak, afet anı ve sonrasında en kısa süre içerisinde doğru bilgilere ulaşarak grupların olaya zamanında, hızlı ve etkili olarak müdahale etmelerini sağlamak, gerekiyorsa tahliye veya yerinde sığınak kararı vermek ve olayı yönetmek,

· Gerektiğinde itfaiye, polis, ambulans, arama-kurtarma ekipleri gibi kurum ve kuruluşlardan yardım istemek ve olay hakkında yetkili makamları bilgilendirmek,

· Planı gözden geçirmek

OKS sisteminde Olay Komutanı birkaç olay komutan yardımcısı oluşturabilir ancak bu sistemde kritik görevlerden bazıları İletişim Grubunun sorumlusu ve iletişim grubunun çalışanlarının yaptığı çalışmalardır. İletişim Grubu Sorumlusu, Olay Komutanın yanından ayrılmadan çalıştığı kurumun diğer kurum ve kuruluşlarla, basın ve halkla olan iletişimini sağlayacağı gibi aynı zamanda birlikte çalıştığı çalışma grupları arasındaki iletişimi, gruplar ile grup sorumlusu arasındaki iletişimi de sağlayarak afet sırası ve sonrasında oluşabilecek aksaklık ve eksiklikleri hızla çözüme kavuşturmak zorundadır.

Afet ve Acil Durum Yönetimi planlaması afet yönetim döngüsü içerisinde yer alan zarar azaltma, hazırlık, müdahale ve iyileştirme safhalarındaki çalışmaların ayrı ayrı saptanması ve bir bütünlük içerisinde yürütülecek/uygulanacak faaliyetlerin belirlenmesi çalışmalarını kapsar. Kapsamlı bir planlama olan Afet ve Acil Durum Yönetimi planlaması için yürütülmesi gereken çalışmalar aşağıda gibidir.

4.2 ZARAR AZALTMA ÇALIŞMALARI

Birçok kaynakta zarar azaltma, afetlerin etkilerinden kaynaklanan can ve mal kayıplarının azaltılmasına yönelik çabaların bütünü olarak tanımlanır. Bir başka deyişle bu aşamada yapılacaklar tehlikeli durumlar karşısında oluşabilecek can ve mal kayıplarını mümkünse ortadan kaldırmayı, değilse olabildiğince azaltmayı amaçlayan çabaların bütünüdür. Zarar azaltma, sadece önleme yaklaşımından farklı olarak özellikle doğal kaynaklı tehlikelerin kaçınılmaz olduğunu kabul ederek afetlerin etkilerini en az zararla atlatmaya yönelik toplumsal direnç ve beceri geliştirmeyi de amaçlar. Tehlikelerin ve risklerin belirlenmesi süreciyle başlayan, etkileri azaltmak, en aza indirgemek veya yok etmek için atılan adımları ifade eder. Adından da anlaşılacağı üzere afet öncesinde ve afet planlaması genel çerçevesi içerisinde öncelikle yapılması gereken çalışmalar aşağıdaki hususları içermelidir:

  • Belediye binası ve çevresindeki tehlikelerin belirlenmesi, analizi ve değerlendirilmesi,
  • Belediye binasında bulunan insan sayısı, yapı, alt yapı ve insan faaliyetleri envanterinin çıkarılması,
  • Fiziksel, sosyal, ekonomik ve çevresel zarar görebilirliklerin (etkilenme oranları) belirlenmesi,
  • Risklerin belirlenmesi,
  • Ölüm ve yaralanma riskleri,
  • Siber saldırı ve güvenlik açığı riskleri

· Tehlikenin yol açabileceği zincirleme veya ek tehlike ve riskler, fiziksel riskler (yapı, altyapı, elektrik, mekanik tesisat ve atölye donanımının riskleri),

  • Sosyal, psikolojik ve ekonomik riskler,
  • Çevresel riskler,

· Afet senaryolarının hazırlanması,

  • İmkân ve kaynaklarla güçlü ve zayıf yönlerin, fırsat ve tehditlerin belirlenmesi,
  • Risk azaltma stratejilerinin belirlenmesi ve maliyet fayda analizleri,
  • Yasal, kurumsal ve finansal olanakların belirlenmesi,
  • En akılcı stratejik amaç hedef ve eylemlerin belirlenmesi ve uygulanması,
  • Performans kriterleri ile izleme ve değerlendirme yöntemlerinin belirlenmesi,
  • Uygulamanın izlenmesi, aksayan yönlerin belirlenmesi ve gerekiyorsa planın güncelleştirilmesi.

Zarar Azaltma çalışmalarına ait yapılması gereken çalışmalar ve atılması gereken adımlar şematik olarak Şekil 7’de özetlenmiştir. Zarar azaltma çalışmaları afet ve acil durum yönetim sisteminin temelini oluşturmakta ve gerek müdahale ve gerekse iyileştirme aşamalarında yapılması gerekenleri gerçekçi olarak belirleyebilmek için gerekli olan ana girdileri (afet senaryoları) sağlamaktadır. Tehlike ve riski dikkate alarak hazırlanmış bir senaryo olmadan müdahale ve iyileştirme aşamasında yapılacakları belirlemek, başımıza gelecekleri tahmin etmeden uygulama şansı olmayan planlar hazırlamaktır.

Şekil 7: Zarar Azaltma Planında yapılması gereken çalışmaların şematik gösterimi

4.3 TEHLİKE ANALİZİ

Tehlike analizi, zarar azaltma çalışmaları ve afet ve acil durum planlarının temelidir. Bir yerleşim biriminde veya bir kurumda afet planlaması çalışmalarına başlanırken ilk yapılması gereken işlem, doğa veya teknolojik kaynaklı tehlikelerin belirlenmesi işlemidir. Tehlike analizi, plancıya hangi tehlikeleri göz önüne alması ve hangi senaryoları geliştirerek müdahale planını hazırlaması gerektiği konusunda rehber bir doküman özelliği taşımaktadır. Tehlike analizi dinamik bir süreçtir. Tehlike profili her yıl periyodik olarak yenilenmeli ve riskler izlenmelidir. Tehlike analizi beş adımdan oluşmaktadır.

I. Tehlikelerin belirlenmesi

II. Her tehlikenin karakterinin belirlenmesi

III. Toplum profilinin çıkarılması/Zarar görebilirliklerin belirlenmesi

IV. Risklerin ve öncelikli olanların belirlenmesi

V. Senaryoların oluşturulması, mevcut imkan ve kaynakların belirlenmesi

4.3.1 TEHLİKELERİN BELİRLENMESİ

Tehlike analizinde ilk adım il/ilçeyi veya bir kurum veya kuruluşu etkileyebilecek tehlikelerin listesinin yapılmasıdır. Bu liste zemin yapısını gösteren yerleşime uygunluk haritası, deprem tehlike haritası, sel tehlike haritası, ormanlık alanı gösteren harita, petrol hatlarını/kimyasal maddelerin depolandığı alanları gösteren vb. haritalardır. Tehlikeler tarihsel verilere dayanarak belirlenir. Bu bilgiler resmi kayıtlardan, tarihsel kayıtlardan vb. bulunabileceği gibi bu konuda bilgi sağlamayı amaçlayan afet veri tabanı arşivlerinden sağlanmalıdır. İl veya ilçenin karşılaşabileceği her türlü doğa ve insan(teknoloji) kaynaklı tehlikelerin belirlenmesi alınacak önlemler ve yapılacak çalışmalar bu tehlikelerin risklerine göre belirlenmelidir. Halen 2019 Kasım ayında dünyayı etkisine alan Covid-19 küresel salgını biyolojik bir afet olup, halen hazırlanmış ve yürürlükte olan tüm afet ve Acil Durum Planlarının yeniden yapılmasını veya güncellenmesi gerekliliğini ortaya koymuştur. Halen bu salgının etkisinin sürmesi ileride olası başka salgın dalgalarının gelmesi tüm tehlike ve risk analizlerinin yeniden yapılmasının gerekliliğini ortaya koymuştur. Bu nedenle özellikle yapılacak olan yeni Afet ve Acil Durum Planlarında biyolojik afetlerin de önemle dikkate alınması şarttır ve zarar azaltma ile hazırlık çalışmalarının oluşan bu yeni risklere göre düzenlenmesi elzemdir. Aşağıda ülkemizde var olan ve en çok can kaybı ve ekonomik zarara yol aça depremlere ait bir deprem tehlike haritası verilmektedir. Ancak, halen süren Covid-19 salgını içinde bu tür haritaların mutlaka afet ve acil durum planlarında ülke ve yerel bazda hazırlanması ve sürekli güncellenmesi gereklidir. Şekil 8’de verilen örnek harita Türkiye Deprem Tehlike Haritası olup, 2018 yılında AFAD tarafından hazırlanarak 2019 Ocak ayından itibaren yürürlüğe girmiş ve E-devlet üzerinden vatandaşların erişimine açılmıştır. Benzer tehlike haritalarının da her afet türü için ayrı ayrı; her il ve ilçe düzeyinde de hazırlanması o yöreye ait doğru bir tehlike analizinin yapılması açısından şarttır.

Şekil 8: Türkiye Deprem Tehlike Haritası(AFAD, 2019)

Ayrıca, Türkiye için afet istatistikleri AFAD tarafından yayınlanmaktadır ve bölgelere ait tehlike istatistikleri AFAD’ın web sayfasından sorgulanabilmektedir. AFAD Afet Yönetimi ve Karar Destek Sistemi(AYDES) veri tabanına her ay ortalama 70 afet ve acil durum olayı eklenmektedir. Bu afetlerin yaklaşık % 20'sini deprem, heyelan, su baskını, orman yangını gibi doğa kaynaklı olaylar, %80’ini ise kara – deniz – demir yolu kazaları, kaybolma – mahsur kalma, endüstriyel kaza gibi teknoloji kaynaklı olaylar ve diğer acil durum olayları oluşturmaktadır. AFAD, Planlama ve Zarar Azaltma Dairesi Başkanlığı'nca başlatılan ve yürütülen Türkiye Afet Bilgi Bankası (TABB) projesi kapsamında, TABB Sistemi geliştirilerek yayına açılmıştır (TABB, 2015). AFAD - Ulusal Deprem Araştırma Programında (UDAP-G-12-01) araştırma projesi olarak yer alan TABB sistemi; afetlere karşı hazırlıklı olma ve olası zararların azaltılması için tüm belge ve kaynakların bir arada bulunması, geçmiş verilerin analiz edilebilmesi, doğa kaynaklı ve teknolojik afetler konusunda mevcut çalışmaların daha da geliştirilmesini amaçlamaktadır.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi(İBB), Afet Koordinasyon Merkezi(AKOM) tarafından geliştirilen AKOMAS, ülkemizde ve dünyada meydana gelen doğa ve insan kaynaklı her türlü afetlere ilişkin bilginin, gerçek zamanlı olarak sağlanmasını, afetler karşısında yaşanan deneyimleri, afetlere müdahale biçimlerini ve afetin sonuçlarını vermeyi amaçlayan bir bilgilendirme sistemidir. 2005 yılından itibaren dünyada ve Türkiye’de olan afetleri haftalık bültenler halinde listeleyen AKOM, 2008 yılından itibaren afetleri interaktif haritalarla görsel olarak yayınlamaya başlamıştır (Özeyranlı Ergenç ve diğ., 2009).

4.3.2 HER TEHLİKENİN KARAKTERİNİN BELİRLENMESİ

Yerleşim alanlarını etkileyen tehlikeler belirlendikten her tehlikeye yönelik tehlike profili hazırlanmalıdır. Tehlike profili oluşum sıklığı, büyüklük ve şiddeti, yer, etki alanı, süre, mevsimsel oluşum, oluşma hızı ve önceden uyarı zamanına göre değerlendirilmelidir. Her tehlike için Tablo 2’de verilen bilgiler doldurulmalı ve tehlikelerin önem derecesi Tablo 2’de verildiği gibi puanlanmalıdır.

Tablo 2:Tehlike Profili ve Öncelik Formu

4.3.3 ZARAR GÖREBİLİRLİĞİN BELİRLENMESİ

Afet ve acil durum planı yapılacak kurum/belediye/şirket/ilçenin bulunduğu coğrafi konum, iklim ve coğrafi özellikler, sanayi, kültür varlıkları, hastane, itfaiye, karakol vb. güvenlik kurumları, jeolojik ve morfolojik veri, arazi kullanımı, imar durumu, altyapı, ulaşım ve iletişim hatları, demografik veriler, yaşamsal, ilkyardım-müdahale tesisleri, kamu binaları gibi bilgiler derlenerek zarar görebilirlik kapsamı belirlenmelidir. Bu çalışmada örneğin o bölge veya ilçede tarihi yapılar veya koruma bölgesi olup olmadığı, pazar yeri vb. kalabalıkların toplandığı alanların bulunup bulunmadığı, bölgede yüksek gerilim hattı, petrol veya doğalgaz üretim/depolama tesisi, rafineri veya kimyasal madde depolama ve işleme tesislerinin bulunup bulunmadığı gibi genel bilgiler toplanır. Binalar içinde bulunan zehirli veya çevreye canlılara zarar verebilecek türde zehir, pestisit gibi malzemelerin bulunup bulunmadığı belirtilmelidir.

4.3.3.1 TEHLİKE AVI NEDİR? NASIL YAPILIR?

Tehlike analizi özellikle afet yönetimi ve afet bilinci yüksek olan Japonya’da uygulanan can ve mal kayıplarını en aza indirecek önemli çalışmalardan birisidir (Ergünay ve Özmen, 2013). Tehlike avı yapılırken AADP yapılacak bina/belediye veya il/ilçenin hem coğrafi konum, hem de yapısal ve yapısal olmayan tehlikeleri belirlenmeli ve bu tehlikelerin mutlaka tehlike haritasına işlenmesi veya bir rapora yazılması gereklidir. Tehlike analizi uzman bir kişi tarafından yapılarak olası tehlikelerin etkisini artırabilecek veya tehlike analizlerinde görünmeyen ancak acil bir durumda can kaybı, yaralanma veya ekonomik kayıplar yaratma potansiyeli olan her türlü tehdittir. Örneğin eğimi yüksek bir yamaçta bulunan bir mahalle veya binanın deprem sırasında tahliye yönü normal hava koşullarında çok önemli değildir. Ancak, yoğun yağışların olduğu ve sel riskinin yüksek olduğu durumlarda bölge veya insan tahliyesi yapılırken bu tehdidin dikkate alınması ve afet ve acil durum planında bu hususun dikkate alınarak gerekli planlama ve çözüm önerilerinin yazılması ve eğitimlerinde bu durum dikkate alınarak yapılması gerekir. Tehlike avı özellikle konut ve işyerinde hem bina dışında hem de bina içindeki tehlikeleri belirlemek açısından hayati önem taşımaktadır. Bu nedenle tehlike avının mutlaka öğrenilerek olası her türlü tehlikeler ışığında bir uzman tarafından yapılması ve belirlenen tehlikelerin bir an önce oluşturacağı riskleri azaltacak tedbirlerin uygulanması gerekir. Tehlike avı çalışmaları, planlama önceliklerden elde edilen sonuçlar doğrultusunda bir program dahilinde Durum Tespiti Detay Formu kullanılarak gerçekleştirilmelidir. Ayrıca Tehlike Avı yapılırken ilçe/bina vb. bölgelerin tehlike haritası çıkarılmalıdır. Tehlike Avı Formuna bir örnek Tablo 3 ile aşağıda verilmektedir.

Tablo 3: Tehlike Avı Formu

4.3.4 RİSKLERİN KARŞILAŞTIRILMASI VE ÖNCELİKLERİN BELİRLENMESİ

Tehlikeleri ve mevcut durumu belirledikten sonraki adım; önem sırasına göre her tehlikenin yerleşim alanlarında toplumun karşılaşabileceği risklerin belirlenmesidir. Bu kapsamda; risk altındaki önemli tesisler, nüfus, altyapı tesisleri ve yaratacağı zararın büyüklüğü belirlenmelidir. Her tehlike için risk önceliği belirlenmelidir. Risk analizi için Tehlike Profili Belirleme Formundan (Tablo 4) elde edilen veriler doğrultusunda etki derecesi ve oluşum sıklığına bağlı olarak her bir tehlikenin planda kapsanma düzeyi (öncelik derecesi) belirlenir. Belirlenen tehlikeler için mekân, insan ve eğitim sürekliliğine ait değerler puanlama kriterlerine bağlı kalınarak tabloya işlenmelidir (Örnek Tablo 5). Etki derecesi için hesaplanan aritmetik ortalama değeri söz konusu tehlike için puanlanan oluşum sıklığı (olasılığı) değeri ile çarpılarak öncelik derecesi elde edilir.

Öncelik Derecesi = Etki Derecesi (Ortalama) X Olasılık

Planlama için hesaplanan öncelik derecesi aynı zamanda risk seviyesini de belirler. Risk seviyesi ile öncelik derecesi doğru orantılıdır. Risk seviyesine göre derecelendirme için kullanılacak ve buna bağlı oluşturulacak risk matrisi Tablo 4 ve Tablo 5’te gösterilmiştir. Risk önceliği için Tablo 4’te verilen form kullanılabilir.

Tablo 4: Risk Seviyesine Göre Matris

Öncelik derecesi ile risk analizi (risk matrisi) sonuçlarına göre tehlikenin planda yer alma veya öncelik seviyesi Tablo 5’deki gruplamaya bağlı olarak yapılmalıdır.

Zarar Azaltma çalışmaları, planlama öncelikler sonuçları doğrultusunda bir program dahilinde Zarar Azaltma Planı Formu kullanılarak gerçekleştirilmelidir. Risk analizi için ise Tehlike Belirleme Formu düzenlenerek kullanılabilir.

Tablo 5: Tehlikelerin Plandaki Öncelik Sıralaması

4.3.5 SENARYO OLUŞTURMA, MEVCUT İMKÂN, KAYNAK VE KAPASİTELERİN BELİRLENMESİ

Acil durum veya afet anında tehlikenin nasıl gelişeceğini sergileyen senaryolar geliştirilmelidir. Senaryolarda; göre erken uyarı sistemleri, hızlı hasar tahmin yöntemleri, toplumun zarar görebilirliği, çökebilecek yollar, su baskınına uğrayacak yollar, konutlar, yangın çıkabilecek noktalar, heyelana maruz kalacak alanlar ve yaşanacak yaralanmalar, ölümler, ekonomik ve sosyal kayıplara yer verilmelidir. Ayrıca bu kayıplara göre enkaz kaldırılması, arama kurtarma yapacak ekip sayıları, barınma alanları, enkazlardan çıkarılan molozların çevreye zarar vermeden depolanacağı alanlar, sağlık tesislerinin sayıları ve yatak kapasiteleri vb. imkânlar ve kaynaklar tespit edilmelidir.

4.4 RİSKLERİ ÖNLE VEYA AZALT

Tehlikelerin yaratabileceği zarar belirlendikten sonra zarar azaltmak veya ortadan kaldırmak için imkânlar ve olanaklar belirlenmelidir. Riskler ve senaryoda yaşanabilecek durumlara göre zarar azaltma için yöntemler belirlenmelidir. Bu yöntemler; zararın azaltılmasına, mülkün korunmasına, doğal kaynakların korunmasına, acil duruma yönelik hizmetlere, toplumun eğitimine ve yapılaşma projelerine yönelik olarak belirlenmelidir. Bu yöntemlerin uygulanmasına yönelik stratejiler ise stratejik planlar, kalkınma planları veya yerel yönetimlerin iyileştirme planlarıyla uyumlu olmalıdır. Zarar azaltma yöntemlerinin başarısı uygulanabilir olmasına bağlıdır. Bu yüzden belediye başkanları ve yerel otoritelerin siyasi desteği şarttır. Toplum tarafından kabul edilebilir, ekonomik, uygulanabilir ve kanuni açıdan otoritenin uygulama yetkisi olmalıdır.

4.5 KONTROL ADIMI(VARSA EKSİKLİKLERİ GİDER)

Tehlike Analizi her yıl periyodik olarak yenilenmeli ve belirlenen zarar azaltma yöntemlerinin uygulanıp uygulanmadığı belirlenmelidir. Bu yüzden Zarar Azaltmaya Yönelik Plan hazırlanmalıdır. Bu planda yukarıda belirtilen tüm adımların uygulama takviminin hazırlanması, takvimde sorumlu birimlerin belirlenmesi ve kaynakların tespiti ile sağlanmalıdır.

4.6 HAZIRLIK ÇALIŞMALARI

Afete hazırlık; tehlike ve risklerin olumsuz etkilerini mümkünse önlemek, mümkün değil ise etkilerini azaltmak ve afet meydana geldiğinde zamanında hızlı ve etkili bir müdahaleyi başarmak için önceden yapılması gereken tüm faaliyetler olarak tanımlanabilir (Ergünay, 2009; Okay, 2015).

4.6.1 HAZIRLIK AŞAMASINDA YAPILACAK ÇALIŞMALARIN PLANLANMASI

Hazırlık aşamasında deprem, tsunami, meteorolojik erken uyarı ve acil müdahale sistemlerinin kurulması, planın tanıtılması ve yaygınlaştırılması, görevlilerin eğitimi ve bilgilendirilmesi, gerekli eğitim materyallerinin hazırlanması, tatbikatlarla bilgi ve becerinin geliştirilerek belirlenen eksiklerin giderilmesi gibi çalışmaların yapılması gerekir. Tüm bu çalışmalar yapılırken elektronik, bilgi ve iletişim teknolojileri ve yöntemlerinin kullanılması gerekir. Aşağıda verilen Tablo 6’da yapılması gereken çalışmalar ve atılması gereken adımlar kısaca verilmiştir.

Hazırlık aşaması çalışmalarına; merkezi, il ve ilçe düzeyinde risk azaltma strateji planları ile müdahale planlarının hazırlanması ve geliştirilmesi, bu planlarda görev ve sorumluluk verilen kurumların ve personelin eğitimi ve tatbikatlarla bilgi düzeylerinin geliştirilmesi, lojistik merkezlerin kurulması ve kritik malzemelerin stoklanması, arama– kurtarma faaliyetlerinin örgütlenmesi, geliştirilmesi, eğitimi ve yaygınlaştırılması, erken uyarı ve alarm sistemlerinin kurulması, işletilmesi ve geliştirilmesi, gibi ana faaliyetler sayılabilir.

Tablo 6: Hazırlık Planı Aşamasında Yapılaması Gereken Çalışmalar

4.6.2 AFET VE ACİL DURUM PLAN TÜRLERİ VE ENTEGRASYONU

Planlar stratejik, taktik ve operasyonel yaklaşımla hazırlanmaktadır. Stratejik planlar, kurum ve kuruluşların orta ve uzun vadeli amaçlarını temel ilke ve politikalarını, hedef ve önceliklerini performans ölçütlerini, hedeflerine ulaşabilmek için izlenecek eylem ve yöntemler ile kaynak dağıtımını içerir. Taktik planlar, rolleri, sorumlulukları, görevleri tanımlar ve çalışma grupları yapacakları çalışmalar ile eylemleri ifade eder. Operasyonel planlar personel, ekipman ve kaynak yönetimi vb. detayları içerir.

Ülkemizde Türkiye Afet Müdahale Planı(TAMP) 2014 yılında AFAD tarafından yayınlanarak her ile gönderilmiş ve yerel düzeyde her ilin bu planları çalışarak gerekli adımları atmaları ve planda görev alacak tüm kurum ve kuruluşlarla işbirliği içinde planı kendi illeri için revizyon yapmaları istenmiştir. Bu çalışmalar halen sürdürülmektedir. Belediyelerin hazırlaması gereken planlar kurumsal seviyede plan olup, taktik yaklaşımla hazırlanmalıdır. Her tehlikeye, ölçeğe uyarlanabilir, modüler yapıda, yerel düzeyde hazırlanan TAMP planlarıyla eşgüdümlü bir organizasyon sistemine sahip olmalıdır. Yerel düzey TAMP çalışma grupları 27 olarak belirlenmektedir. Büyük kentlerde son dönemde bu grup sayıları 18’e indirilmiştir. Ana Plan eklerden oluşmaktadır. Bu ekler Çalışma Grupları, Operasyon Planları ile Tehlike Bazlı Operasyon Planlarıdır. Organizasyon şemasına göre tüm çalışma gruplarının haberleşme sistemi ve bilgileri, toplanma yerleri, intikal planlaması, rapor ve form örnekleri, çalışacak ekipler ve alt ekiplerde görevlendirilecek personel, alet, ekipman, araç, gereç vb. kaynak envanteri ve standart operasyon prosedürleri bu planların kapsamındadır. Tehlike bazlı operasyon planları ise kenti etkileyen her tehlikeye yönelik ve alarm seviyelerine uygun olarak çalışan birimlerin standart operasyon planlarını ve kontrol listelerini kapsar. Kurum ve kuruluşların halen her ilde uygulanan her afet ve acil durum türüne göre hazırlanmış Görevli Çalışma Grupları oluşturması gereklidir.

4.7. MÜDAHALE ÇALIŞMALARI

4.7.1 MÜDAHALE AŞAMASINDA YAPILACAK ÇALIŞMALARIN PLANLANMASI

Bir afetin oluşumunu takip eden ve afetin oluşundan hemen sonra başlayarak, afetin büyüklüğüne bağlı olarak 1-2 aylık süre içerisinde yapılan faaliyetlerin tümüdür. Müdahale süreci; olayın büyüklüğünün tespiti, müdahale ekiplerinin faaliyetleri, olayın türü ve etkisine göre doğru davranış biçimlerinin sergilenmesi ve acil ihtiyaçların karşılanması gibi çalışmaları içerir. Müdahale çalışmaları hayat kurtarmak, yaralıların tedavisi, barınma, güvenlik, beslenme gibi kısa sürede sağlanması gereken hizmetleri içerir. Bu faaliyetlerin esaslarını belirlemek için Afet ve Acil Durum Müdahale Hizmetleri Yönetmeliği 18 Aralık 2013 tarih ve 28855 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Yönetmeliğe göre müdahale çalışmaları ulusal ve yerel düzeyde düzenlenmektedir. Örnek bir müdahale planı Şekil 15’te verilmektedir.

Şekil 15: Müdahale Planı adımları

İllerde halen yürürlükte olan TAMP çerçevesinde oluşturulan servisler çalışma gruplarından oluşmaktadır. TAMP kapsamında oluşturulan çalışma grupları OKS sisteminden çok daha kapsamlıdır. Ulusal düzeyde 28 çalışma grubu bulunmaktadır. Yerel düzeyde ise bu çalışma grupları yapılan revizyonlarla şu an 18 çalışma grubu olarak yeniden düzenlenmiştir. Kurumsal düzeyde ise çalışma grupları, belediyenin ihtiyaçlarına ve afet anında yürütmesi gereken faaliyetlere göre kurulmalıdır. Afet sonrası müdahale faaliyetlerini etkili bir şekilde planlaması ve kurtarma ekiplerini hızlı bir şekilde belirli afet bölgelerine yönlendirilmesi gerekir. Akıllı şehir verilerinden görüntü analitiğini kullanarak afet bölgeleri hakkında doğru bilgiye ulaşmak, enkazda hayatta kalan insanları arama kurtarma çalışmalarına daha hızlı başlanması hayati öneme sahiptir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi bu kapsamda Çamlıca kulesi, Safir, Gözdağı gibi şehre hâkim yüksek tepe ve binalar üzerine 10 km’nin üzerinde yakınlaştırma(zoom) yapabilen çok amaçlı deprem ve acil durum kameraları yerleştirmiştir. Ancak afetlerle baş edebilmek sürdürülebilir dirençli şehirler oluşturabilmek için öncelikle afetlere karşı risklerin azaltılması, afet öncesi yapılacak hazırlıkların daha öncelikli hale gelmesi ile mümkündür. Öte yandan bazı şehirlerde uygulanan güneş panelleri ile bazı önemli yolların ve toplanma alanlarının kesintisiz ışıklandırılması, güneş paneline sahip elektrik direklerinin yaygınlaştırılması özellikle deprem gibi bölgesel anlamda elektrik kesilmeleri neticesi oluşacak karanlığı aydınlığa çevirerek daha etkin bir arama-kurtarma ve iyileştirme faaliyetleri sürdürülmesi açısından çok önemlidir. Bu tür uygulamaların mutlaka özellikle afet öncelikli yollar ile AFAD ve belediyelerin ortaklaşa belirlediği afet sonrası afet öncelikli yollar ve barınma alanlarının bulunduğu bölgelerde kurulması planlanması gerekir.

4.8 İYİLEŞTİRME ÇALIŞMALARI

Ana hedef belediye/kurum hizmetinin mümkün olan en kısa süre içerisinde başlayabilmesinin temini ve meydana gelen olaydan elde edilen derslerin ışığı altında daha güvenli ve emniyetli bir belediye ve hizmet ortamı oluşturmaktır. İyileştirme sürecinde yürütülecek faaliyetler; bina ve tesislerin iyileştirilmesi, yönetsel aksaklıkların tespit edilerek giderilmesi, eğitsel ve psikolojik iyileştirme ve belediyenin tam kapasite ile yeniden faaliyete geçmesi gibi faaliyetleri içerir. Bir kurum ve kuruluşta İyileştirme çalışmaları için yapılması gereken çalışmalar şematik olarak Tablo 7’de verilmiştir.

Tablo 7: İyileştirme Planı Uygulama Adımları

4.9 KONTROL ADIMI

Her Aşamada Yapılan Çalışmaların Kurum/Kuruluş Afet ve Acil Durum Yönetimi Planlama Döngüsüne Uygunluğunu Kontrol Et!...

Yapılan çalışmaların afet ve acil durum yönetimi döngüsüne uygunluğu ile gerçekleştirilen ve gerçekleştirilemeyen faaliyetlerin kontrol edilmesi ve gerekirse planlama çalışmalarının gözden geçirilmesinin planın başarısı için önemli olduğu unutulmamalıdır. Bu amaçla planın 4.1. ve 4.8. adımları tekrar gözden geçirilerek tatbikatlarla ve yıllık olarak hazırlanacak çeşitli faaliyetlerle plan sınanmalıdır. Tablo 8’de ise Afet ve Acil Durum Planının hazırlanması sırasında gerçekleştirilen tüm adımlar tek bir şema ile özetlenmiştir. Kurum ve kuruluşların çalışmalarını bu şema ışığında yapmaları ve hazırlanan planların bu yol haritası kullanılarak kontrol edilmesi ve gerekli güncellemelerin yapılması tavsiye edilmektedir.

Tablo 8: Afet ve Acil Durum Planı Hazırlanmasında Yapılması Gereken Çalışmaların Şematik Gösterimi. Ok yönleri çalışma adımlarının sırasını göstermektedir

Afet ve Acil Durum Yönetimi planları yaşayan, aktif planlardır. Başka bir ifadeyle bu planlar bir kez yapılan bir çalışma olmayıp gerçek olaylardan elde edilen dersler, eğitim ve tatbikatlar sırasında görülen eksiklikler dikkate alınarak sürekli geliştirilmesi ve güncelleştirilmesi gereken belgelerdir. Bu nedenle planların özellikle bulut ortamı veya diğer internet teknolojileri kullanılarak mutlaka web uygulaması veya mobil cihazlarla her an ulaşılabilir şekilde düzenlenmesi gereklidir. Planın ve yapılan faaliyetlerin geliştirilebilmesi için mutlaka her faaliyetten sonra ve her yılın sonunda değerlendirilmesi gerekir. Tablo 9 ise yapılan planların ve gerçekleştirilen çalışmaların mutlaka kontrol edilerek varsa eksikliklerin giderilmesi için yapılması gerekenleri şematik olarak göstermektedir.

Tablo 9: Afet ve Acil Durum Planının Kontrol Şeması

Önemli Not: Hazırlanan Planların Elde Edilen Dersler, Yapılan Uygulama ve Tatbikatlar, Değişen Koşullar ve Alınan Önlemlere Göre Sürekli Yenilenmesi Gereken Belgeler Olduğunu Unutma!

4.10 TATBİKATLAR

Afet ve acil durum planlarının işlevsel olabilmesi ve olası bir afette daha az sorunlarla işletilmesinin yegane yolu kurumların yaptıkları planları zaman zaman haberli, habersiz ve masa başı tatbikatlarla test etmeleri ve bu tatbikatlarda gözlenen eksiklik ve aksaklıkların bir sonraki tatbikat dönemine kadar giderilmesi planlanmalıdır (KCFB, 2010). Tatbikatlar sadece bir afete özgü olabildiği gibi birden çok afet içinde yapılabilir. Örneğin sadece yangın tatbikatı yapılabilirken, deprem gibi tatbikatlarda olası yangın, heyelan ve sel gibi ikincil afetlerde senaryoda yer alabilir ve ekipler, çalışanlar ve o an binada bulunan ziyaretçilerin davranışları ve tepkileri ölçülür. Tatbikatlar genellikle seminer, çalıştay, masa başı, haberli, habersiz veya yarı haberli yapılabildiği gibi kurum tarafından belirlenen özel bir günde de yapılabilir. Örneğin Tokyo-Japonya’da her yıl Afetlerden Korunma Günü olarak ilan edilen 1 Eylül gününde yapılan tatbikata 2013 yılında 1,33 milyondan fazla vatandaşın, Başbakan ve tüm kabine üyelerinin de katıldığı çok kapsamlı bir deprem tatbikatıdır (Wikipedia, 2020). Benzer tatbikatlar ABD’de Uluslararası Silkelenme Günü (ShakeOut) adı altında birçok kentte büyük kalabalıkların ortaklaşa katıldığı çok önemli tatbikatlardır. Amerika Birleşik Devletleri’nde 2019 yılında bu tür tatbikatlara katılan kişi sayısı yaklaşık 10,8 milyon kişidir (https://www.shakeout.org/california/). Tatbikatların amacı öncelikle Afet ve Acil Durum Yönetim gruplarında görev alan personelin aldıkları eğitim çerçevesinde görevlerini yerine getirip getirmediklerini kontrol etmek ve tüm çalışanların Standart Operasyon Prosedürü(SOP) (Kadıoğlu, 2011) ile öğretilen görevlere uyumlu davranıp davranmadıklarını kontrol etmektir. SOP, her afette afete maruz kalan kişilerin izlemesi gereken adımları içermektedir.

Tatbikatların yapılabilmesi için öncelikle planlanması ve bu tatbikatlar için farklı farklı senaryoların hazırlanması gerekir. Hazırlanacak senaryolar tatbikat yapılacak bölgenin ve/veya binaların tehlike ve riskleri gözetilerek yapılmalı ve bu senaryonun da önceden tüm çalışan ve misafirlere bildirilmesi gerekir. Her tatbikat gözlemciler tarafından izlenerek rapor edilmeli ve tatbikatta aksayan yönler bir sonraki aşamaya kadar iyileştirilmelidir. Tatbikatların süresi yapılış amacına uygun olarak birkaç dakikadan bir saate kadar varan sürelerde planlanabilir. Örneğin orta büyüklükteki bir deprem için yapılan tatbikat sadece hedef küçülterek Çök-Kapan-Tutun tatbikatı ise süresi birkaç dakika olarak planlanabilirken, çok büyük bir depremde oluşacak yangın, yaralanma, bina hasarı elektrik arızası veya ağır yaralı olması ve tahliye gibi durumlarla karşılaşılabileceği için tatbikat süresi yaklaşık olarak bir saat kadar sürebilecektir. Tatbikatların en az 3 ayda bir yapılmasının önemi büyüktür. İdeal olan tatbikat sayısı her birim ve kuruma göre değişebilir. Ancak birimler küçüldükçe tatbikat sayısının artması gereklidir. Tatbikatta görev alan personelinde aldıkları göreve uygun koruyucu malzemesi ve farklı renklerde yeleklerinin olması önemlidir. Tatbikat yapılırken şov amacıyla yapılmamalı ve afet olduğunda ilgili acil birimler gelene kadar Acil Durum Komitesinde bulunan gruplarda görev alan kişiler mesai arkadaşlarına veya binada bulunan vatandaşlara müdahale etmek ve yardımcı olmak durumundadır. Örneğin ilkyardım grubu hafif ve ağır yaralılara ilk yardım yapacak ve ağır yaralıyı alması için sağlık ekiplerini arayacak ve sağlık ekipleri gelene kadar ağır yaralıyı hayatta tutmak için gerekli tüm çabayı göstermesi beklenir. Bu tür tatbikatlarda oluşan eksiklikler(malzeme veya eğitim) gözlemci ve/veya gözlemciler tarafından not edilerek bir an önce bu eksikliklerin giderilmesi için yönetime rapor edilmelidir. Yapılan her tatbikat sonrası da, tatbikata izleyen gözlemcilerin sorumlusu ve üst düzey görevli ve yöneticiler tatbikatı değerlendirmek için ortak bir toplantı yaparak gerekli değerlendirmeyi hızlıca yapmalarında fayda vardır. Gözlemciler ve tatbikatı izlemekle sorumlu kişi elde edilen tüm veri ve görüntülerin ışığında bir tatbikat değerlendirme raporu hazırlayarak kurum yöneticine sunar. Yönetici bu rapora göre belirlenen eksiklik ve aksaklık için atılması gereken adımları hızlıca yerine getirerek gerekli aksiyonun alınmasını sağlar.

Yukarıda bahsedilen ve her bir işletme ve belediye veya kurum için hazırlanması gereken Afet ve Acil Durum Planlarının evlerde de mutlaka hazırlanması gerekmektedir. Evler için hazırlanacak bir Afet ve Acil Durum Planı kurum ve kuruluşlar için hazırlanacak olan planın daha küçük ölçeklisi olup, uygulanacak adımlar aynı sırada olmalıdır. Öncelikle tüm aile bireyleri bir arada toplanarak olası bir acil durum ve afet için yapılması gerekenleri planlamalıdır. Planlamanın ilk aşaması evlerde yapılması gereken tehlike avı çalışmasıdır. Evlerde tehlike avı daire kapısından içeri girildiğinden başlayarak evin tüm odaları aile bireyleri tarafından dolaşılarak bir deprem sırasında devrilebilecek, kayabilecek veya acil bir durumda çıkış yollarını kapatacak eşya, cihaz veya asılı objelerin belirlenerek bunların en kısa zaman içerisinde sabitlenmesi gereklidir. Sabitleme öncelikle boyu eninden uzun dolap, gardırop, büfe, gümüşlük vb mobilyalardan başlamalıdır. Ayrıca evlerde bulunan buzdolabı, televizyon gibi tüm beyaz eşyaların; duvarlarda ve tavanda asılı duran tablo, ayna ve tüm avizelerin de kontrol edilerek sabitlenmesinde fayda vardır. Asılı objelerin ve avizelerin sabitlenmesi için kancalı vida ve dübel kullanılmalı, ahşap mobilyalar için metal L-profil; metal dolaplar için ise metal korumalı L-profiller kullanılmalıdır. Eşya ve mobilyalar sabitlenirken sağ ve sol alt ve üst köşelerden sabitleme yapılması; sabitleme yapılacak duvar tipine uygun dübel ve vida kullanılmalıdır.

Aile bireylerinin Afet ve Acil Durum Planı yapılırken evlerde mutlaka bulundurulması gereken bir Acil Durum çantası hazırlanmalıdır. Olası bir yangın için her evde bir taşınabilir yangın söndürücünün de bulundurulması gerekir. Acil durum çantası aileden aileye değişkenlik gösterirken içerisinde mutlaka bulundurulması gereken eşyalar kullanılması zorunlu olan ilaçlar, yakın gözlük, el feneri, radyo, yedek pil, çok amaçlı çakı, bir miktar para, düdük, birkaç paket konserve ve bisküvi gibi ihtiyaç duyulan önemli malzemeler konulabilir. Bebeği olan aileler bir emzik, biberon ve biraz mama, çocuğu olanlar ise yedek bir oyuncak(kızlar için bebek, erkekler için küçük bir araba) konulması tavsiye edilir. Acil durum çantasında önemli aile bilgilerinin bir kopyası, tüm ailenin iletişim bilgileri bulunmalıdır.

Acil bir durumda aile üyelerinin planlaması gereken diğer önemli bir husus evlerden güvenli, tahliyenin yapılacağı acil çıkışları belirlemek ve bu acil çıkışların kişilerin güvenli tahliyesini engelleyecek her türlü eşyadan arındırılması ve bu acil çıkış yollarının elektrik eksilmesi düşünülerek otomatik olarak karanlıkta devreye girebilecek ışıldak sistemi kurulmalıdır. Ayrıca, tüm aile bireylerinin bir afet ve acil durumda haberleşmesini sağlayacak bölge dışı bağlantı kişisi belirlemelidir. Bir afet anında aile bireyleri birbirleri ile iletişim kurmada problem yaşayacağı için afetin ilk dakikalarında bölge dışı bağlantı kişisine SMS veya sesli mesaj gönderilerek sağlık durumunuzun bildirilerek aile buluşma noktasına gidildiği yazılmalı; diğer aile bireyleri de benzer şekilde davranarak bulundukları yerden aile ile buluşma noktasına doğru gitmeye çalışmalıdırlar. Bunun için herhangi bir afet ve acil durumunda belirlenmesi gereken diğer bir onu ise aile buluşma noktasıdır. Aile buluşma noktası eve yakın bir park, boş alan veya deprem sonrasında hasar almayacak bir kamu binası, okul, veya Alış Veriş Merkezi kapalı otoparkları olarak kullanılabilir. Buluşma noktası bir afetin ardından ilk 72 saat yani ilk 3 gün içerisinde aile üyelerimin buluşacağı, afete müdahale ve yardım ekiplerinin sizlere ulaşması için gereken bir sürede güvenli olarak bulunacağınız alanlardır. Kapalı alanların buluşma noktası olarak kullanılması belki ürkütücü gelebilir ancak olası bir afetin yoğun yağmur, soğuk hava veya karlı havalarda da olacağını unutmayınız. Ayrıca, buluşma noktası belirlenirken özellikle sahil kesimlerinde olası bir tsunami tehlikesi düşünülerek bu bölgelerdeki parkların buluşma noktası olarak planlanmaması gerekir. Buluşma noktası çadır kent veya prefabrik deprem konutlarının bulunduğu bir barınma alanı değildir. Aileler her bir farklı afet ve acil durum için tek bir plan hazırlamalı ancak, her farklı afet için doğru davranışları mutlaka öğrenmelidir. Örneğin bir depremde nerede olurlarsa olsun sarsıntı sırasında ve sonrasında doğru davranmayı öğrenerek olası bir afetin zararlarını azaltma yollarını öğrenmelidir. Bu tür bir doğru davranış son zamanlarda dünyayı sarsan salgın hastalıklar içinde öğrenilmeli ve uygulanmalıdır. Ayrıca, bir yangın veya bir deprem sonrasında bulunduğunuz binayı tahliye ederken mutlaka öğrenilmesi gereken davranış panikle, koşarak aşağı inmek olmamalıdır. Güvenli tahliye için sakin davranılarak binadan inilirken başınızı bir yastık, minder, çanta, kitap veya bir malzeme ile korumak; hiçbir şey bulunmuyorsa mutlaka iki elinizin başınız üstünde birleştirilerek yani başınız korunarak inilmeli ve dışarıda buluşma noktasına giderken de benzer şekilde yürünmelidir.

Unutulmaması gereken en önemli husus bir afet ve acil durumda oluşacak hasar, elektrik kesintileri ve ulaşım kazaları nedeniyle meydana gelecek trafik sıkışıklıkları tahmin edilerek ilk saatlerde yollara araçla çıkılmamalıdır.

KAYNAKÇA

Araştırma Makalesi

Ergünay, O. (2009). Doğal Afetler ve Sürdürülebilir Kalkınma, Deprem Sempozyumu, 11-22 Kasım 2009, Abant İzzet Baysal Üniversitesi, Bolu.

Ergünay, O., Özmen, B. (2013). Afet Eğitimi El Kitabı III, Okul Afet ve Acil Durum Yönetimi Planlama Kılavuzu, MEB ve JICA Okul Tabanlı Afet Eğitimi Projesi, Sayfa 77-85, Ankara.

Özeyranlı Ergenç, M. N., Türk M. T., İlkışık O. M.(2009). Ulusal ve Uluslararası Afet Veritabanları ve İBB-AKOM Afet Bilgi Sistemi: AKOMAS, Uluslararası Deprem Konferansı Kocaeli 2009, Kocaeli, Türkiye, 16-19 Ağustos 2009.

Şen, Z, Köse, Ave diğ., (2017). İstanbul Taşkın Erken Uyarı Sistemi (TEUS) Esasları, TİKDEK Sempozyumu, İstanbul.

Kitap

AFAD-Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı. (2015). Afet Terimleri Sözlüğü, Ankara.

Afet ve Acil Durum Başkanlığı (AFAD). (2013). Türkiye Afet Müdahale Planı. Ankara, Türkiye.

Barış, Ş., Gerdan, S., Özmen, B. (2013). Okul Afet ve Acil Durum Yönetimi Planı Hazırlama Kılavuzu, AFAD, sayfa 1-48, Ankara.

Barış, Ş., Gerdan, S., Özmen, B. (2013). On Adımda Okul Afet ve Acil Durum Yönetim Planı Hazırlama Kılavuzu, AFAD, sayfa 1-19, Ankara.

İBB-İstanbul Büyükşehir Belediyesi (2020), Acil Durum ve Afet Müdahale Planı, İstanbul

İSMEP.(2009), Eğitim Kurumları İçin Afet Acil Yardım Planlama Rehberi, 1.Baskı, Beyaz Gemi Eğitim ve Danışmanlık, 115 sayfa

İTÜ-Afet Yönetim Merkezi (2005). Olay Komuta Sistemi. İTÜ Press, İstanbul

Kadıoğlu, M.(2008): Modern, Bütünleşik Afet Yönetimin Temel İlkeleri; Kadıoğlu, M. ve Özdamar, E., (editörler), “Afet Zararlarını Azaltmanın Temel İlkeleri”; s. 1-34, JICA Türkiye Ofisi Yayınları No: 2, Ankara.

Kadıoğlu, M. (2009). Eğitim Kurumları İçin Afet ve Acil Yardım Planlama Rehberi, İstanbul Sismik Riskin Azaltılması ve Acil Durum Hazırlık Projesi (ISMEP)

Kadıoğlu, M. (2011). Afet Yönetimi Beklenilmeyeni Beklemek, En Kötüsünü Yönetmek, T.C. Marmara Belediyeler Birliği Yayını, No:65, ed. M. Yılmaz, 220 sayfa, İstanbul.

Kahraman ve Markovski, 2014.Türkiye’de Görülen Hortumlar, 1813-2013.

MMO (1999), Meteorolojik Karakterli Doğal Afetler ve Meteorolojik Önlemler Raporu, Ankara: Armoni Ofset

UNISDR Asia and the Pacific. (2010). Guidance Notes School Emergency and Disaster Preparedness.

Rapor

Below R., Wirtz A., Guhasapir D. (2009). Disaster Category Classification and Peril Terminology for Operational Purposes, Centre for Research on the Epidemiology of Disasters, 264, 1-20.

Ergünay, O.,Gülkan, P., Güler, H. (2008). Deprem Terimleri Açıklamalı Sözlük (Yayımlanmamış)

Ergünay, O., Özmen, B. (2013), Okul Afet ve Acil Durum Yönetimi Planlama Kılavuzu, T.C. Milli Eğitim Bakanlığı ve Japonya Uluslararası İşbirliği Ajansı (JICA) Okul Tabanlı Afet Eğitimi Projesi, 127 sayfa, Ankara.

Okay N. (2015).Afet Zararlarının Azaltılması Dersi Ders Notları (yayınlanmamış)

UNISDR&CRED. (2018). Economic Losses, Poverty&Disasters1998-2017.

Veri Kaynakları

AFAD, Erişim adresi: https://www.afad.gov.tr/afet-istatistikleri, Erişim tarihi: 29 Ekim 2020

MGM, Erişim adresi: https://www.mgm.gov.tr/FILES/iklim/yillikiklim/2017-iklim-raporu.pdf, erişim tarihi: 21 kim 2020

AFAD, Erişim adresi: https://cdn2.beun.edu.tr/imid/egitim/turkiye-afet-mudahale-plani-ve-kurumlarda-uygulama.pdf. Erişim tarihi: 2 Kasım 2020

AFAD, TABB, Erişim Adresi: http://tabb.gov.tr/, Erişim tarihi: 28Ekim 2020).

AKOM (2013), Erişim adresi:https://akom.ibb.gov.tr/Akomas/ Akom_Sorgu.aspx/, Erişim tarihi: 24 Kasım 2013

EMDAT (2020), Erişima dresi: https://www.emdat.be, Erişim tarihi 4 Ocak 2021.

IRDR DATA (2020), Erişim adresi: http://www.irdrinternational.org/projects/data/, erişim tarihi: 21 Kasım 2020

KRDAE (2020), Erişim adresi:https://eqe.boun.edu.tr/tr/istanbul-deprem-acil-mudahale-ve-erken-uyari-sistemi, Erişim tarihi: 18 Kasım 2020

UNISDR. (2017), Erişim adresi:https://www.unisdr.org/we/inform/terminology, Erişim tarihi: 29 Ekim 2020

Wikipedia (2020), Erişim adresi: https://en.wikipedia.org/wiki/Disaster_Prevention_Day, Erişim tarihi: 18 Kasım 2020

ShakeOut (2020), Erişim adresi: https://www.shakeout.org/california/, Erişim tarihi: 18 Kasım 2020